Bunu biliyorum ve o aptal yüzük de umurumda değil. | Open Subtitles | أنا أعرف ذلك ولا أهتم بالخاتم الغبى هل تسمعنى؟ |
Parmağınızda yüzük olmadığını fark ettim ve evli olmadığınız kanısına vardım. | Open Subtitles | لاحظت بالخاتم في اصبعك انت مخطوبة للزواج |
Bak Gina, neden arabayı iade edip Yüzüğü geri almıyorsun? | Open Subtitles | يجب ان ترجعى السياره . وتأتى بالخاتم مره أخرى .. |
"Stewart Paşa hala ona verdiğiniz Yüzüğü takıyor." Adama para ver... | Open Subtitles | لا يزال ستيوارت باشا يحتفظ بالخاتم الذى أهديته اياه |
Sonra beni vurdu, ve sonra... Ve sonra yüzükle beraber kaçtı. | Open Subtitles | ثم أطلق النار علي , و من ثم , من ثم هرب بالخاتم |
Ve Yüzüğe dikkat edin. | Open Subtitles | هلا أعتنيت بالخاتم |
Sonunda yüzük elinde olan kişi, kaderini belirleyecek. | Open Subtitles | آخر من يظل ممسكا بالخاتم يقرر ما سيفعله به |
Parmağınızda yüzük olmadığını fark ettim ve evli olmadığınız kanısına vardım. | Open Subtitles | لاحظت بالخاتم الذى في اصبعك انك مخطوبة للزواج |
Boşandık. Onun soyadını kullanmıyorum ama yüzük hâlâ bende. | Open Subtitles | نحن مطلقان، خسرت لقب الزوج واحتفظت بالخاتم |
Oldukça genç bir hatunla yürüdükten sonra, puuuf sanki sihirle yüzük kayboldu. | Open Subtitles | إن سارت فتاة جميلة أمامه، فإذا بالخاتم يختفي من إصبعه كالسحر. |
Şimdi, yüzük bile sende değil. Ve ona ne olduğunu da bilmiyorsun. | Open Subtitles | و لم تحتفظى حتى بالخاتم لا أعرف أين ذهب |
Senin yerinde olsam ne yapar eder bir yüzük bulurdum. | Open Subtitles | كنت سأفرح بالخاتم إن كنت مكانها، حسناً؟ |
Yüzüğü ele geçirdiğinde sana vereceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | ما الذى تظنه سيفعل بالخاتم عندما يجده؟ يسلمه لك |
Sonra dışarı çıktı ve o Yüzüğü tepeden aşağı fırlattı. | Open Subtitles | ثم خرج من الغرفة وقذف بالخاتم بإتجاه التل ووجدته |
Sonra dışarı çıktı ve o Yüzüğü tepeden aşağı fırlattı. | Open Subtitles | ثم خرج من الغرفة وقذف بالخاتم بإتجاه التل |
Penny Yüzüğü tutmak istemiyor artık. | Open Subtitles | سأنهي هذا الأمر لا ترغب بيني بالاحتفاظ بالخاتم أكثر |
İçeriye girdi patronla atıştı. O da Yüzüğü oyunda kazandı. | Open Subtitles | راهنت به ضد الرئيس مع إهانته، ففاز بالخاتم منها |
O Yüzüğü ortaya sadece kesin bir durumda koyardım. | Open Subtitles | لم يكن ممكناً أن أراهن بالخاتم إلاّ إن كنت واثقة من الفوز |
Bana vereceğin yüzükle mi? | Open Subtitles | بالخاتم الذي كنتَ ستمنحني إياه ؟ |
Biz yüzükle ne yapacağımızı çözene kadar Penny tutmasın mı? | Open Subtitles | إلى أن نقرر ما الذي سنفعله بالخاتم |
yüzükle ilgili. | Open Subtitles | الأمر متعلق بالخاتم |
- Jesse şu an Yüzüğe odaklanmış durumda. - Yani sadece seninle ikimiziz. | Open Subtitles | ({\pos(190,220)}جيسي) مشغولة بالخاتم لذا أنت وأنا فقط |
Ve Yüzüğe dikkat edin. | Open Subtitles | -هلا أعتنيت بالخاتم |