"بالديون" - Traduction Arabe en Turc

    • borca
        
    • Borç
        
    • borçlu
        
    • borçların
        
    O kadar borca batmıştı ki çaresizce kendi evi üzerine bahse girdi. Open Subtitles إنتهى بالديون السيئة وأصبح تعيساً جداً لدرجة إنه رهنَ بيتنا.
    Unutmayın ki öyle zamanlardı ki bankalar mümkün olduğunca borca sokmaya çalışırdı adamı. Open Subtitles عليكم أن تتذكروا أنّه في ذلك الوقت ، كانت المصارف متلهفة لإلحاق النّاس بالديون على أكبر قدر ممكن
    Ciddi şekilde borca batan hane yüzdesi artmaktadır. Open Subtitles النسبة المئوية للأسر المثقلة بالديون قد تزايدت
    Maalesef Borç senedi olan kişi bunu ödemek zorundadır. Open Subtitles لسوء الحظ ، فإن الشخص الذي يتعامل بالديون عليه دفعها
    Borç içindeyiz ve bir aile istiyorum. Open Subtitles نحن غارقون بالديون وعلى وشك تكوين آسرة لذا ماذا تريدنني أن أفعل؟
    Ben kendisinden bekleneni veremeyen çok zeki ve borçlu biriyim. Open Subtitles حسنا, أنا خارق الذكاء لكني لا أنجح في حياتي, وأنا غارق بالديون
    Ben burada eski borçların içinde Mahsur kaldım ama abin hiç bir Şey yapamıyorsun Open Subtitles أخوك أيضا لا يفعل شيء وأنت محاصر بالديون القديمة
    Ve bundan dolayı borca girdik. Open Subtitles انا الوحيد المعني بالديون الان
    borca batmış durumdasın ve parmak uçlarında duruyorsun. Open Subtitles الأن أنت مثقل بالديون تمسّك بعرضي لك
    - Gırtlaklarına kadar borca batmışlar. Open Subtitles - إنهم مليئين بالديون. حتى مقلتي آعيونهم.
    Jay beni borca sürükledi ve şimdi her şeyin sahibi oldu. Sevgili nükleer santralimin bile. Open Subtitles جاي اغراني بالديون والان هو يمتلك كل شئ
    Bayağı bir borca batmış. Battıkça batmış. Open Subtitles كان يغرق بالديون يوما بعد يوم
    bir ülkeyi borca sokun ve parçalayın veya liderine rüşvet verin sonrada kendi şartlarınızı veya politikalarınızı empoze edin sıklıkla buna bağlıdır : Open Subtitles أغرق البلد بالديون إما عبر التقسيم بسرية أو عبر إفساد قادة ذلك البلد, ثمّ إِفرِض شروطاً أو Stractual Adjustment polocies=سياسات تكيّف هيكليّة_BAR_
    İhtisas dönemim yeni bitti. Gırtlağıma kadar Borç içindeyim! Open Subtitles للتو أنهيت دراستي أنا مغطى بالديون من كل الجهات
    Böylece Borç veren özel kurumlar, ikili veya çoklu biraraya geldiler. Ağır Borç Yükü Altındaki Fakir Ülkeler İnsiyatifini oluşturdular ve borçları hafiflettiler. TED وحتى دائنين القطاع الخاص ومتعدد الأطراف والثنائي أتوا معاً وقرروا القيام بمبادرة الدول الفقيرة المثقلة بالديون لإعفائها من الديون
    Çok sık insanlara satılırlar ve daha sonra insanlar Borç içinde tasfiye ederler ve borçlarını geri ödemek zorunda kalırlar, ve bazen borçlarını geri ödeyebilmek için mülklerini satmak zorunda kalırlar. TED فهي في معظم الأحيان تباع للناس، ثم ينتهون بالديون وعليهم تسديد الديون وفي بعض الأحيان عليهم بيع ممتلكاتهم كي يستطيعوا تسديد الديون.
    Çünkü uzun bir süredir Borç içindeymiş. Open Subtitles لأنه كان غارق بالديون أحياناً.
    Bradford'da sitemde hesap açtı, 10000 Dolar Borç yapıp ödemeye yanaşmadı. Open Subtitles أنا أدير عمل قمار إلكتروني برادفورد " لديه حساب " وصل إلى 10 آلاف بالديون ورفض الدفع
    Borç üzerine düşündükçe, borcu çekeceksiniz. Open Subtitles إن كنت تتفكر بالديون فإنك تجذب الديون
    borçlu bir kadının gereksinimlerini gidermesine izin verin. Open Subtitles واسيني كما تواسى المرأة المثقَلة بالديون
    Krallığımın yarısı, kahrolasıca babasına borçlu. Open Subtitles أنا مثقل بالديون حتى العظم لوالدها اللعين
    Zor bir zaman geçirdiğini biliyorum. Daireni kaybettin, borçların var ve utanç içinde olmalısın. Open Subtitles أعلم أن هذا وقت عصيب عليك أن تخسر شقتك وتغرق بالديون

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus