"بالذرة" - Traduction Arabe en Turc

    • mısır
        
    • atom
        
    • mısırlı
        
    • mısırı
        
    • mısıra
        
    • mısırla
        
    mısır ekmeklerini yemekten sanırım. Open Subtitles بسبب تناول كل هذا الخبز بالذرة على ما أعتقد.
    Çok kısa bir zaman sonra, tarlam mısır ile dolacak. Open Subtitles بعد فترة قليلة سيكون حقلي مليء بالذرة
    Eğer besi yerindeki ineklere beş günlüğüne mısır yerine çim verirseniz midelerindeki E. coli'nin %80'i ölür. Open Subtitles اذا كنت تاخذ الماشية المعلوفة بالذرة المعدلة اعطيهم عشب لمدة خمسة ايام فقط سوف تقضي على 80% من بكتريا كولاي بالاخراج
    Gelmiş geçmiş en büyük atom casusluğu ağı keşfedildi. Open Subtitles وكشفت آخر التطورات عن شبكة تجسس دولية على الشئون المتعلقة بالذرة
    Bohr ve Heisenberg için atom hakkındaki her şey ilk defa anlamlı gelmeye başladı. Open Subtitles لأول مرة بالنسبة لبور و هيزنبرج كل شيء متعلق بالذرة في مكانه المناسب
    Barcade'nin karşındaki mısırlı sosis mekanına garip bir istek duydum. Open Subtitles أواجه حنيناً غريباً نحو مطعم النقانق "بالذرة المقابل لـ"باركيد
    NAFTA Anlaşması, Meksika'ya tonlarca ucuz Amerikan mısırı gitmesine yol açtı. Open Subtitles منظمة الغذاء والدواء الدولية ادت الي اغراق السوق المكسيكية بالذرة الامريكية الرخيصة
    Islak patlamış mısıra benziyor. Open Subtitles ـ إنه أشبه بالذرة الصفراء الرطبة ـ شكراً لك
    Çocuk menüsünde ise, benim klasik mısırla ezilmiş çubuklu karides var. Open Subtitles وللأطفال، روبياني الكلاسيكي بالذرة المخلوطة بالطحين على عود
    mısır unundan yapılan tortillanın içinin doldurulup dürülmüş haline taco aynı işlem buğday unundan yapılmış tortillaya uygulanırsa buna da burrito denir. Open Subtitles لكن التورتية المصنوعة بالذرة مليئةبمكوناتالتاكو.. لكنتورتيةالقمحفيهامايوجدبـ"بوريتو "
    Sosisli sandviç, sosisli mısır ekmeği. Open Subtitles نبيع السجق العادي، والسجق بالذرة
    Bir mısır tarlasının yanındaki bir üs kampındayız. Open Subtitles - انه مخيم محاط بالذرة او ما شابه
    Nutriyums. Tamamen doğal mısır ile başlıyoruz. Open Subtitles نبدأ بالذرة الطبيعة
    Tıpkı sen ve mısır sosisi gibi. Open Subtitles مثلك ومثل النقانق بالذرة
    mısır sosiniz kaldı mı? Open Subtitles هل معك أي هوت دوغ بالذرة ؟
    1919'da, atom dünyasının temelini anlamak için öncülük yapan bir keşif gerçekleşti. Open Subtitles بعد ذلك هناك النظرية النسبية الخاصة لأينشتاين و التي تبدو للوهلة الأولى أنها لا علاقة لها بالذرة فهي تتعامل مع المسائل الأسمى من ذلك كطبيعة الفراغ و الزمن و إحدى نتائجها أن الأجسام تتصرف بطريقة مختلفة جداً
    Süt mısırlı, horoz mantarla birlikte... fesleğen mayonezli somon balığı; Open Subtitles لدينا سمك السلمون بالذرة الحلوة فِطر (شونتريال) بصلصة الحبق
    Yanılmıyorsam Teğmen Mooney onu "tatlı cennet mısırı" diye tarif etti. Open Subtitles أعتقد أنّ الملازم (موني) وصفها بالذرة ذات المذاق العجيب {\pos(190,240)}
    Yani, hiç bir şekilde ve surette mısıra bağlı yaşamıyorsunuz? Open Subtitles {\pos(195,225)} إذا أنت يا رفاق، لستم متعلقين بالذرة {\pos(195,225)} على أية حال، أو شكل، أو مادة؟
    Küçük, siyahi, yüzü mısırla kaplı Yahudi meleklere bir avuç dolusu mendil uzatıyor ve her şey düzelecek gülümsemesini sunuyor. Open Subtitles و يعطي الملائكة الزنوج الصغار بوجوههم مليئة بالذرة يداً مليئة بالمناديل و بالابتسامة التي تشير الى ان كل شيء سيكون على ما يرام

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus