İki tren içeride kaldı ve ikisi de yolcu dolu. | Open Subtitles | والقطارات متوقفة في الداخل ومليئة بالركاب |
Hâlâ hareket halinde bir metro treni var, sarı hatta içi yolcu dolu ve hızla haraket ediyor. | Open Subtitles | هناك قطار انفاق لازال يتحرك على الخط الأصفر ،محمل بالركاب يمر عبر علامات الوقوف |
Lütfen ona mürettebat ve yolcu listesini verir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك اعطائه قائمة بالركاب وطاقم السفينة |
Kopyası, gerçek uçağın yerine geçmiş ve yolcularla doldurulmuş olacak. | Open Subtitles | هذه الطائرة البديلة سوف تحل محل الطائرة الحقيقية وتحمل بالركاب |
Bir havaalanı dolusu huysuz yolcularla, sahte bir ölü hava polisiyle bir yerlere kaçmış bıçaklı ve silahlı katiliyle, burada kar altında mahsur kaldık. "Clue" oynuyormuş gibi hisseden başka biri var mı? | Open Subtitles | مع وجود مطار ملئ بالركاب النزقين مارشال جوي مزيف ميت و قاتله في مكان ما هارب و بحوذته مسدس و سكين |
Ellerinde yolcu listesi vardır. Sizi kalkış yerine sokabilirler. Herifi yakalayın ve bana getirin. | Open Subtitles | لديهم لائحة بالركاب بإمكانهم إيصالكم إلى نقطة الإنطلاق , قوموا بأخذه و اجلبوه لي |
Gün ortasında burası yolcu doludur. | Open Subtitles | وسط النهار هذا المكان يكتظ بالركاب |
Hasta yolcu almıyoruz! | Open Subtitles | - 1903)" -غير مسموح بالركاب ذوي السقم ! |
Bırak da diğer yolcularla ilgileneyim. | Open Subtitles | دعيني أهتم بالركاب الآخرين |
J.J, yolcularla yeniden irtibata geçip... | Open Subtitles | جى جى)، عاودى الاتصال بالركاب) |