Yani, seni romantik hissettiren bir kız ve aynı zamanda güzel bir müzik duymanı sağlayan birisi. | Open Subtitles | أقصد, فتاة تجعلك تشعر بالرومانسية و تجعلك أيضاً تسمع موسيقى حلوة |
İstersen bana romantik de fakat tüm bunlar bana "Keşke büyük bir kilise düğünü yapsaydık." dedirtiyor. | Open Subtitles | أدعوني بالرومانسية لكن هذا يجعلني أتمنى لو عقدنا زفافنا بكنيسة أكبر |
Bana her zaman, daha romantik olmamı istediğini söylerdin ya? | Open Subtitles | أتذكرين كيف تقولين لي دائماً أنني يجب أن أتحلى بالرومانسية أكثر من ذلك؟ |
Senin kitabın, bir yandan bir nihilizm uygulaması iken, diğer yandan sıkıca romantizm ile köklendirilmiştir. | Open Subtitles | روايتك التي تعبر عن العدم تأصلت بشكل قوي بالرومانسية |
Anatomiyle romantizmi nasıl bir araya getirebilirim? | Open Subtitles | كيف يمكننى أن أمزج التشريح بالرومانسية ؟ |
Angele hamile, ayakları ağrıyor kendini romantizme girişecek gibi hissetmiyor olabilir ama sen de yapmazsan seni hiç affetmez. | Open Subtitles | أقدامها تؤلمها ربما لا تحس أنها مستعدة للمبادرة بالرومانسية لن تغفر لك أبدا |
Bahsettiğim şey 17 randevuluk romantizmin inanılmaz bir gecede toplanması. | Open Subtitles | أنا أتحدث عن 17 موعد مفعم بالرومانسية موضوعة جميعها في موعد واحد مذهل |
Bahardayız, şu an orman gayet romantik. | Open Subtitles | إنه الربيع ، أشعر بالرومانسية عُد إلى 60 |
Benim yeminimin inanılmaz romantik olmasını istiyorum. | Open Subtitles | اريد فقط أن تكون نذوري مجنونة بالرومانسية |
Diğer bir deyişle, hiçbir romantik ilginin olmayacağı insanları. | Open Subtitles | الناس الذين يعانقونك لامصلحه لهم بالرومانسية |
Yani bu kadar romantik olması,bundan demekki. | Open Subtitles | إذاً هي مجرّد صدفة حين سماعهم تشعر بالرومانسية |
Bu mekan jeotermal hattın dışında diye romantik ortamını değerlendirmeyecek değiliz. | Open Subtitles | ليس لأن هذا المكان سقط بسبب الشبكة الحرارية الأرضية أن يعني ذلك أننا لا يمكننا الاستمتاع بالرومانسية والكوميديا فيه |
Bu çok romantik eski bir ev. | Open Subtitles | هذا المكان القديم مليء بالرومانسية |
Bu çok romantik eski bir ev. | Open Subtitles | هذا المكان القديم مليء بالرومانسية |
Eğer, romantizm üzerine olan ilk bölümü okuduysan, ...uzun süre uyuduktan sonra Jules'un biraz azgın olacağını bilirsin. | Open Subtitles | إذا قرأت الفصل الخاص بالرومانسية إذن أنت تعرف أنه بعد نوم طويل جولز تصبح مثارة جنسياً |
Ve bu hikâyeyi çocuklarına anlattığında hayatın romantizm dolu olacaktır. | Open Subtitles | وكلما تخبر أطفالك بالقصة ستمتليء حياتك بالرومانسية |
Bugünlerde dünyada romantizm rüzgârları esiyor gibi. | Open Subtitles | يبدو أن العالم مملوء بالرومانسية هذه الأيام |
Filmler bize; romantizmi, nefreti ve intikam fantezilerini öğretir. | Open Subtitles | إنها تملؤنا بالرومانسية والكراهية وخيالات الانتقام |
romantizmi, arzuyu, isteği gördüğünüz an. | Open Subtitles | و يمكنك أن تشعري . بالرومانسية و الشغف و الرغبة |
Burada dünyamız yıkılıyor ve siz kızlar sadece romantizmi düşünüyorsunuz. | Open Subtitles | .. عالمنا ينهار الآن و أنتن الفتيات لا تفكرن سوى بالرومانسية |
Bu adamların romantizme ihtiyacı var. | Open Subtitles | أستمع. هؤلاء الرجال يجب أن يشعروا بالرومانسية موافق؟ |
Ama bu romantizmin kutlaması! | Open Subtitles | حسناً انه احتفال بالرومانسية |