Seni hırsızlık, soygun ve bıçak yüzünden de ağır saldırı. | Open Subtitles | انهم يتهمونك بالسرقة والنهب والسكين , تجعل هذا إعتداء متفاقم |
Bu adam, her gece karısını görmek için polisin burnunun dibinde hırsızlık yapıyor. | Open Subtitles | الفتى الذي كان كل ليلة يقوم بالسرقة تحت بصر الشرطة ليرى زوجته؟ |
Ve hepsi de ikinci dereceden hırsızlıkla suçlanıyorlar? | Open Subtitles | هل كل المتهمين الخمسة متهمون بالسرقة من الدرجة الثانية؟ |
hırsızlıkla suçlanmış ve kadını alıp karakola götürmüşler. | Open Subtitles | اتهموها بالسرقة وانتهى بها الحال في قسم الشرطة |
Görünüşe göre biri soygun yapmamış bir soygunu engellemeye çalışmış. Güzel maske çocuklar. | Open Subtitles | يبدو لي أن ثمة من كان يريد منع السرقة لا أن يقوم بالسرقة |
soygunla bu olayı bir araya getirmeye çalıştım ama yapamadım. | Open Subtitles | لقد حاولت ان اربط الأمر بالسرقة ولكنى لا استطيع |
Eğer parayı alsaydı, hırsızlık ya da kandırmadan gidebilirdik ama teyp parayı bıraktığını doğruluyor. | Open Subtitles | لو أخذ المال كنّا لنتّهمه بالسرقة أو الاحتيال ولكن يظهر الشريط أنه ترك المال |
Evlat, O sadece hırsızlık için yüzlerce insanı öldürmüş A-seviye bir suçlu. | Open Subtitles | ياولد، هو رئيس مِئاتِ المجرمين الذين يقومون بالسرقة |
Michelle Fields, özel mülkiyete zarar vermekten suçlanıyorsunuz hırsızlık, kundakçılık, teşhircilik ve yarrak manyaklığı | Open Subtitles | ميشيل فيلدز انت متهمة بتخريب الملكيات بالسرقة , وإفتعال الحرائق وبعدم الإحتشام |
hırsızlık yapan da elbet sonuçlarına katlanacak! | Open Subtitles | أيّ أحد يُمسك بالسرقة سيُواجه عواقب وخيمة. |
Çalıntı bir kum-yelkenlisi kullanıyor ve halkımı hırsızlıkla suçlama cüretini mi gösteriyorsunuz? | Open Subtitles | أتجرءون على إتهام شعبنا بالسرقة و قد سرقتم قاربنا؟ |
Sonra eBay'e koyup para kıracağım sen de hırsızlıkla suçlanacaksın. | Open Subtitles | ثم سوف ابيعها على الاي باي حيث سوف اجني المال الكثير وانتي سوف يتم اتهامك بالسرقة |
Ve mademki erkek arkadaşlarımızı hırsızlıkla suçlayacağız neden seninkine benim puding kaplarıma ne olduğunu sormuyorsun? | Open Subtitles | واذا كنا سنتهم احباءنا بالسرقة لما لا تسالين حبيبك |
Gerçek bir soygun. - Sizinle alakalı her şeyde çalmak var. | Open Subtitles | نعم بصراحة الشاحنة ستسرق في الخير كل شيء متعلق بالسرقة معك |
Yani kimse bunun soygunla ilgisi olduğunu düşünmeyecektir. | Open Subtitles | أعهنى , لن يفكروا فى أى شيء حول هذا و يربطوه بالسرقة |
İşin aslı, eğer Sofya Semyonovna'nın hırsız olduğunu ispatlayabilseydi ailemle aramı bozması mümkün olacaktı! | Open Subtitles | والان انتبهوا, لو أنه نجح في اتهام سونيا بالسرقة لأستطاع أن يقنعني, أنا وأمي ودونيا أختي |
Hazine olması durumunda, onu çalmakla suçlanmak istemem. | Open Subtitles | في حالة وجود كنز مدفون لا أريد أن أتّهم بالسرقة. |
Hanna'nın yeniden hırsızlığa başladığını bir süredir biliyordum. | Open Subtitles | كنت اعلم لفترة الان ان هانا قامت بالسرقة مرة اخرى |
hırsızlıktan haz duyan bir tek sen değilsin. | Open Subtitles | أنت لست الشخص الوحيد الذي أصبح غنيا بالسرقة |
Karşılığını böyle mi verecektiniz, çalarak mı? | Open Subtitles | و هكذا تردوا الجميل ؟ بالسرقة ؟ |
- Ben bunu söyleyemem, Marnie. Seni yakalamamış olsaydım, çalmaya devam edecektin. - Hayır! | Open Subtitles | لا أريد أن أقول ذلك، لكن إذا أنا ما مسكتك كنتي ستستمرين بالسرقة |
Bütün hırsızlar soygunda vazgeçerse, polisler ne yapar? | Open Subtitles | إذا لم يقم اللص بالسرقة فماذا سيفعل الشرطي ؟ |
Tabancayı biliyorsun ve yeniden çalarsın. | Open Subtitles | أنت تعرف موضوع المسدس وستقوم بالسرقة مره أخرى |
Karşı gelirsen, para çaldığını ya da uyuşturucu kullandığını söyler, | Open Subtitles | اذا أزعجتني سوف أبلغ عنك بالسرقة أو السُكْر |
Belki bir şansınız olabilir, tabi eğer araba hırsızlığı için suçlamada bulunursanız. | Open Subtitles | ربّما يكون لديكم فرصة بهذا، إذا لم تكن تمانع اتّهامه بالسرقة |