Bunların kompozit bir fotoğrafını al ve Doğu'daki her yayımcıya gönderin. | Open Subtitles | احصل على صور من تلك وارسلهم الى كل محرر بالشرق |
Bu adam, ünlü bir Orta Doğu Kralıymış. Aynı ona benziyor değil mi? | Open Subtitles | هذا الرجل كان ملكأ بالشرق الأوسط نظراته مثله تماما،أليس كذلك؟ |
Geriye kalanın yüzde doksanı, Orta Doğu'da. | Open Subtitles | وتسعون بالمائة مما تبقى موجود بالشرق الأوسط |
Eğer Orta doğuda olsaydık bizi ele geçirmenize karşı savaşacak zamanımız olmadı. | Open Subtitles | إن كنا مشغولين بالشرق الأوسط فلن نمتلك الوقت الكافي لمنعكم من غزونا؟ |
Şuan Suriye durumu ana güvenlik krizlerine dönüştüğü için bu konuda bazı problemler görüyoruz, ama geniş dönemde gerçek şu ki: Orta Doğudaki bütün sınırlar açıktı. | TED | حاليا نلاحظ بعض المشاكل مع الوضع السوري، مع تطور الوضع السوري إلى أزمة أمنية كبيرة، ولكن في الحقيقة لمدة كبيرة، كانت كل الحدود بالشرق الأوسط مفتوحة. |
Kendi belgesel filmimi dağıtacağım Orta Doğu'daki kadınların "insan hakları" edinmesi için çalışacağım. | Open Subtitles | سأدعم بة نشر فيلمى الوثائقى مساعدة امرأة ما بالشرق الأوسط السعى وراء المزيد من الحقوق المدنية |
adam çok iyiydi ve Orta Doğu'nun barışında şimdiki başkanın hayal bile edemeyeceği kadar iyi önlemler almıştı... | Open Subtitles | الذي كان أكثر نشاطاً في عملية السلام بالشرق الاوسط . . أكثر مما يحلم به الرئيس الحالي |
Son duyduğumda Orta Doğu'da bir yerlerdeydi. | Open Subtitles | , آخر ما سمعته أنا كانت في مكان ما بالشرق الأوسط |
Doğu'da hakkında arama emri çıkarılmış. | Open Subtitles | لقد أخبرنى أنه عندما كنت بالشرق كنت رجل مطلوب |
Tamam, bu kadının CIA'in Orta Doğu'daki, bütün güvenli yerlerinin adreslerini bildiğinin farkında mısınız? | Open Subtitles | ألا تفهمين، تلك المرأة لها دراية بكل عنوان لكل مكتب مخابرات أمريكية بالشرق الأوسط |
Orta Doğu'dan hep etkilenmişimdir. | Open Subtitles | لطالما كنت مذهولة بالشرق الأوسط تعرف الصحراء |
Tamam, Orta Doğu uzmanıyım demiyorum ama sen niye delirdin ki böyle şimdi? | Open Subtitles | لا , حسناً , قد لا اكون عليما بالشرق الاوسط ولكن ماهى حصيلتك بعد كل هذا الجهد ؟ |
Gözümüzü Orta Doğu'dan ayırmamamız odanın ortasına kurulmuş koca ayıyı kaçırmamıza neden oldu. | Open Subtitles | إهتمامنا بالشرق الأوسط أعمانا عن رؤية الدب الخطير |
Orta Doğu'da bile olması gerekmiyormuş. | Open Subtitles | لم يكن من الفترض تواجده حتى بالشرق الأوسط |
Orta Doğu gayrimenkullerinde önemli birisidir. | Open Subtitles | أنه رجل أعمال شهير بقطاع العقارات بالشرق الأوسط |
O gömlekleri sadece doğuda bir yer yapıyor. | Open Subtitles | هذه الأكمام, المكان الوحيد الذي يصنعم بالشرق |
Şanslıysak Almanlar doğuda bir şeyler planlıyorlardır, belki zaman kazanırız. | Open Subtitles | إذا كنا محظوظين فإن الألمان يخططوا لشيء بالشرق وبالتالي لدينا وقت |
Fazla doğuda olduğumuzu düşünmesinler. | Open Subtitles | فقط تأكّدي بأنّكِ لا تضعينا بعيداً بالشرق |
Doğudaki evimi terk edip sevdiğim adamla Batıya yol almamızın ardından neredeyse bir yıl geçti. | Open Subtitles | لقد مضت سنة تقريبا منذ غادرت منزلى بالشرق وسافرت للغرب مع الرجل الذى أحببته |
Orta doğuya müdahale ediyorlar. Etmiyorlar mı? | Open Subtitles | هم يتدخلون بالشرق الأوسط أليس هذا صحيحاً ؟ |