Bir hukukçu olarak geçen sekiz senem boyunca böylesine bariz bir tanık tehdidi görmedim. | Open Subtitles | خلال فترة عملي كمدعي لم أر مثالا سافرا على التلاعب بالشهود مثل هذا. |
İyi fikir Ger, tanık dolu bir bara gidip adamı vuralım, parayı alalım, öyle mi? | Open Subtitles | تفكير جيد , جير لماذا لا ندخل الى كان عام مزدحم بالشهود نطلق عليه النار وناخذ نقوده؟ |
Jessica benim tanık korkutmamdan memnun ama sıra ona gelince, kendisi... | Open Subtitles | الذي يجري هو ان جيسيكا سعيدة وتطلب مني العبث بالشهود ولكن عندما يأتي الأمر لها لن تفعل |
Bilmiyoruz ama siz olduğunuzu iddia eden bir bar dolusu görgü tanığı var. | Open Subtitles | لا نعلم لكن لدينا حانة مليئة بالشهود تقول أنه أنت |
Masumlar Kliniği davada ilk olarak ifadesini değiştirmesi için tanığı tehdit ettiklerini fark etmişti zaten. | Open Subtitles | تبينت لجنة المُحاماة أن هذا الأمر يُعد تلاعب بالشهود وهو ما لفت إنتباههم ليقبلوا بالقضية في المقام الأول |
Yeni bir şeyler bul, araştırma yap, kanıtları incele, tanıklarla görüş. | Open Subtitles | جدي وقائع جديدة، أجري تحرياتكِ، إبحثي عن أدلة جديدة، إلتقي بالشهود. |
Bu adaleti engellemek ve sahte tanık göstermek. | Open Subtitles | لتهمة إعاقة العدالة، والعبث بالشهود |
Savcılığa bir tanık listesi göndereceğiz. | Open Subtitles | سنرسل قائمة بالشهود إلى الإدعاء |
tanık korkutma, haraç, rüşvet. | Open Subtitles | العبث بالشهود الابتزاز و الرشوة |
Kurul Neal'ın duruşması için birkaç ünlü tanık toplamaya çalışıyor. | Open Subtitles | سيضع المجلس قائمة بالشهود (في جلسة إستماع (نيل |
Gambizzi davasıyla ilgili raporunda tanık listesi vardı. | Open Subtitles | المذكرة التي كتبتها عن قضية (جامبيزي) وتضم قائمة بالشهود. |
tanık listeleri, görüşmeler, Lola Jensen ile alakalı her şey Harvard'da olmam gereken zamandan kamu hizmeti belgeleri... | Open Subtitles | قائمة بالشهود, لقاءات اي شيء له علاقة ب(لولا جنسن) فواتير الخدمات عندما كان من المفترض ان اكون في هارفارد |
tanık listeleri, görüşmeler, Lola Jensen ile alakalı her şey Harvard'da olmam gereken zamandan kamu hizmeti belgeleri... | Open Subtitles | قائمة بالشهود, لقاءات اي شيء له علاقة ب(لولا جنسن) فواتير الخدمات عندما كان من المفترض ان اكون في هارفارد |
Well, o odanın görgü tanığı dolu olduğunu öğrendiğinde, bu sert bir darbe olacak | Open Subtitles | حسنٌ ، هذا سيكونٌ صعبًا للغاية بما أن لديها غرفةٌ مليئة بالشهود |
tanığı ifadesini değiştirmesi için korkutmakla suçlanabilirsin. | Open Subtitles | يمكن اتهامك بالتلاعب بالشهود.. |
tanığı tehtid, gasp, rüşvet. | Open Subtitles | العبث بالشهود الابتزاز و الرشوة |
Bar tanıklarla dolu. | Open Subtitles | حسنا هو فقط تحت الاختبار البار كان ممتلء بالشهود. |