Şu boylarda, beyaz saçlı bir ihtiyar, yanında hep bir golf çantası taşıyor. | Open Subtitles | هو رجلُ كبير السنُ حول هذا الطول بالشَعرِ الأبيضِ، يَحْملُ دائماً حقيبة غولفِ. |
Bu Curtis şu uzun saçlı çocuk, değil mi? | Open Subtitles | ذلك ولدِ كيرتيس الواحد بالشَعرِ الطويلِ , ؟ |
Mavi saçlı kızla gitti, fakat akşam yemeğine geleceğini söyledi. | Open Subtitles | خَرج مع بنتِ بالشَعرِ الأزرقِ، لكن قالَ بأنّه سَيَكُونُ بالبيت للعشاءِ. |
Görünüşünüzle başaramazsınız. "Şu sarı saçlı ikizlere bakın" devri kapandı artık. | Open Subtitles | ' يَجْعلُك لا تَذْهبُ للعُبُور على نظراتِكَ. هو لَيسَ، "أوه، يَنْظرُ إلى التوائمِ بالشَعرِ الأشقرِ." |
Turşu kavanozlarını açan boynuzlarım var. saçlı boynuzlarım var. | Open Subtitles | #حَصلتُعلىالقرونِالذي أَفْتحُجرارَ المخللِ والقرون التي تَجيءُ بالشَعرِ |
Hatırladığım kadarıyla uzun saçlı zayıf bir kadındı. | Open Subtitles | أَتذكّرُ بأنّها كَانتْ a إمرأة نحيلة جداً بالشَعرِ الطويلِ |
Adli tıp bürosu bize, muhtemelen dok alanları civarından koyu kahverengi saçlı biri olduğu hakkında bilgi verdi. | Open Subtitles | مكتب الطب الشرعي أخبرنا نحن نَبْحثُ عن شخص ما بالشَعرِ الأسمرِ الغَامِقِ، ربما بالقرب من "دوكلاندز". |
- Ak saçlı olan benim. | Open Subtitles | -انا ساخذُ الرجلَ بالشَعرِ الأبيضِ. |
İkisi de ak saçlı. | Open Subtitles | كلاهما بالشَعرِ الأبيضِ. |
Demek saçlı hâlin, böyle görünüyordu. | Open Subtitles | Huh. لكي الذي أنت تَبْدو مثل بالشَعرِ. |
- Mavi saçlı kız kim? | Open Subtitles | من البنت بالشَعرِ الأزرقِ؟ |
- Şu kısa saçlı olan. | Open Subtitles | - الواحد بالشَعرِ القصيرِ. |