Dürüst olabilirsin, büyük bir egosu olan oyunculardan değilimdir. | Open Subtitles | يمكنكن التحلي بالصراحة لأنني لست من أولئك الممثلات المغرورات |
Onu aramanızı ve konuyla alakalı Dürüst olmanızı tavsiye ederim. | Open Subtitles | "أشجعك بشدة على الاتصال به والتحلي بالصراحة بشأن هذا الأمر" |
Ben iş ilişkilerimde Dürüst olmasaydım... | Open Subtitles | إن لم أتحلّ بالصراحة في اطار عملي... ولكن لا يمكنك أن تكون صريحا في كل الأوقات. |
Düzgün bir ilişki yalnızca yapılır yada dürüstlük ve ve karşılıklı saygı ile onarılırdı. | Open Subtitles | و علاقة حقيقية تستطيع أن تبنى أو تسترجع فقط بالصراحة و الإحترام المتبادل |
Böyle olmaz. Kadınlar, onlar aşırı dürüstlüğe güvenmezler. Hayır, bu konuda bana güvenmelisin. | Open Subtitles | النساء يشعرن بالتحدي بالصراحة الكثيرة وبسرعة |
Şimdi neden dürüstlüğe bu kadar takıldığını anlıyorum. | Open Subtitles | الآن أعرف لماذا أنت جد متعلق بالصراحة. |
Dürüst olalım, General. | Open Subtitles | دعنا نتحلّى بالصراحة أيها اللواء. |
KİMİNLE? (Dürüst OL, İSMİN YAZILI DEĞİL, GÜVENEBİLİRSİN) | Open Subtitles | (كوني صريحة فاسمك ليس مكتوباً على الورقة فلا بأس بالصراحة). |
Ve arkadaşım olarak, Dürüst olmak zorundasın, ve soruma cevap vermen gerek. | Open Subtitles | كصديقي أنت ملزم بالصراحة |
Dürüst olmak gerekirse, hayır. | Open Subtitles | أمم,بالصراحة,لا. |
Tek eksiğimiz de Chase ama, Dürüst olacağım, kendisi hiç de Temiz değil. | Open Subtitles | كل الذي نحتاج اليه الأن هو تشيس لكن بالصراحة أنه ليس ذلك المراهق الطاهرAll we need now is chase, but honestly, he's not that clean. |
Sadece Dürüst oluyorum. | Open Subtitles | أتحلى بالصراحة فحسب |
Les, sana karşı Dürüst olabilir miyim? | Open Subtitles | أتريدني ان أخبرك بالصراحة يا (ليس)؟ |
dürüstlüğe inandığını sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدتُ أنكِ تؤمنين بالصراحة |
Evet, ben de dürüstlüğe inanırım. | Open Subtitles | أجل، أنا أؤمن بالصراحة |
Ben dürüstlüğe inanırım. | Open Subtitles | -حسناً انا اؤمن بالصراحة |