Ve şüphelinin kurbanla hiç bir bağı olmadığı ortaya çıktı. | Open Subtitles | والمشتبه به خاصّتك ليس له صلة قرابة بالضحيّة على الإطلاق. |
kurbanla olan bağlantıların yüzünden pek çok müsamahada bulundum. | Open Subtitles | قمتُ بترخيصات لأنّي أعرف صلتُك بالضحيّة. |
Bu odadaki herkesin kurbanla bir ilişkisi vardı. | Open Subtitles | جميع من في هذه الغرفة كان على علاقة بالضحيّة. |
Peki o zaman kızgın madur çöp sopasını kapar kurbanı inşaat alanında yakalar. | Open Subtitles | حسنًا، إذا المسروق أمسك لاقط القمامة و لحق بالضحيّة في موقع البناء |
Daha sonra önceden yaptığı gibi kurbanı aradı. | Open Subtitles | ثمّ إتّصل بالضحيّة كما فعل من قبل. |
Kendini kurbanla karıştırıp o zamanlarda tüm bu olanlara sebep olmamış gibi davrandın. | Open Subtitles | لقد أخطأت نفسك بالضحيّة. وليس السبب لكلّ هذه القضايا في ذلك الوقت. |
Kardeşinizin, cinayet gecesi kurbanla irtibata geçmiş olabileceğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | إننا نعتقد أنّ أخاكِ قد كان على إتصال بالضحيّة ليلة وقوع الجريمة. |
Bence büyükelçinin kurbanla bir ilişkisi vardı. | Open Subtitles | أعتقد أن السفير كان على علاقة بالضحيّة |
"Memur Greg Weil'in kurbanla bağlantısı bulundu." | Open Subtitles | (الضابط (غريغ ويل" "كان مرتبطاً بالضحيّة |
Danny, bildiğimiz kadarıyla Han Chi kurbanla hiç tanışmamış bile. | Open Subtitles | (داني) كما نعلم بأنّ (هان) لم يلتق بالضحيّة قط |
kurbanla olan ilişkinden başlayalım. | Open Subtitles | -لذا دعنا نبدأ بعلاقتك بالضحيّة . |