"بالضغط" - Traduction Arabe en Turc

    • baskı
        
    • baskıyı
        
    • bastırmaya
        
    • basınç
        
    • bastır
        
    • baskısı
        
    • basınçlı
        
    • stresli
        
    • bastırmanı
        
    Sonra bana bahaneleri sıralamaya başladı, güya baskı altındaymış falan filan... Open Subtitles . إذن هو سيبدأ ثانياً بالأعذار ، ويعرب عن شعوره بالضغط
    Her gün,çocuk yapmamız için,başımın etini yerdi gittikçe daha çok baskı hissetmeye başladım. Open Subtitles كانت تلح عليّ كل يوم كي أمنحها طفلاً لقد شعرتُ بالضغط أكثر وأكثر
    Sessiz olmayı seviyorum. İdmanlardan ve maçlardan sonra baskı hissetmemeyi seviyorum. Open Subtitles أحب الهدوء وأحب أن لا أشعر بالضغط .بعد التمرين وبعد المباريات
    Tamam, ve sadece baskıyı hissettiğin zaman geri indir. Elinin yavaşça masanın üstüne sürüklenmesine izin vermeni istiyorum, ama sadece baskıyı hissettiğin zaman. TED وعندما تشعر بالضغط يعود، أنزلها إلى الأسفل ودعها تطوف ببطء لتعود إلى سطح الطاولة بشرط أن تشعر بالضغط
    Ama beni kenara itti ve kardeşimin göğsüne bastırmaya başladı. Open Subtitles ولكنه دفعني بعيدًا عن الطريق وبدأ بالضغط على صدر أخي
    Bu nefes alma mücadelesi göğsünün üzerinde bir basınç veya boğulma hissi oluşturur. TED هذا الصراع من أجل الهواء وجسمك نائما يخلق شعورا بالضغط على الصدر أو الاختناق.
    Yaranın üzerine bastır, yoksa kan kaybından ölür. - Nereye? Open Subtitles استمر بالضغط على الجرح او سينزف حتى الموت
    Her ameliyatta bugünkü gibi bir işlem yapmasına izin verilirse üzerinde baskı olmadan ve daha az risk alarak, daha çok ve hızlı öğrenecektir. Open Subtitles إن كان من المسموح له القيام بما فعله اليوم في كل جراحة ، كان ليتعلم بشكل أكثر وأسرع مع إحساس بالضغط أقل وخطورة أدنى
    Sosyal olmak, partilere gitmek, doğru insanlarla takılmak için baskı hissedersin. Open Subtitles تشعرك بالضغط لتكون اجتماعيًا وتذهب للحفلات وتقضي الوقت مع الأشخاص الملائمين
    Aslında evlilik için baskı hissetmedim. Evlilik pek bana göre değil. TED سيرينا: نعم، في الحقيقة لم أشعر بالضغط تجاه الزواج ولا أستطيع القول أنني من النوع الذي يُفضل الزواج.
    Fark ettim ki bazen anın tadını çıkarmak istediğimde kameramı yanımda getirmek için baskı ve zorunluluk hissediyorum. TED لاحظت أنني أشعر بالضغط وبنوع من الالتزام لآخذ الكاميرا معي، في حين أردت في بعض الأحيان عيش التجربة البحتة فقط.
    Ama bu sadece başka yerlerdeki başka insanların artan seçimler karşısında hissettikleri baskı ile ilgili değil. TED ولكن ليس فحسب هذا الامر يحدث خارج امريكا او لغير الامريكين فليس هم الوحيدون الذين يشعرون بالضغط من كثرة الخيارات
    Bilmiyorum. Böyle geziler beni endişelendiriyor. Çok baskı oluyor. Open Subtitles لا أعرف، أنا أقلق فقط بشأن هذه الرحلات تكون مليئة بالضغط
    Televizyon şirketi ya da sponsor size haftalar boyu... aynı yarışmacıyı çıkarmanız için baskı yaptı mı? Open Subtitles هل قامت الشبكة أو الرعاة بالضغط عليك من أجل إحضار المتسابق نفسه لحلقاتٍ متتالية ؟
    İkimizi de haftada iki defa, bu baskı dolu zamanlarda gördüklerinizle yargılıyorsunuz. Open Subtitles تحكم علينا بتلك العشرين دقيقة المليئة بالضغط النفسي مرتين في الاسبوع
    Kendini baskı altında hissetme. Demek istediğim, bunu bir emsal olsun diye veya halkı ya da bizi ya da derneği hayal kırıklığına uğratmayayım diye yapma. Open Subtitles لا تشعر بالضغط, اي لا تفعلها لكي تكون مثالاً أو لكي لا تخيب الرأي العام أو نحن
    Belki nihayet üzerindeki baskıyı hissedip tepki vermeye başladı. Open Subtitles ربما أخيرا أصبح يحس بالضغط كما أنه تفاعلي
    Mekke'de ise, Kureyşliler Hz. Muhammed ve kalan takipçileri üzerindeki baskıyı arttırmışlardır. Open Subtitles بالعودة الى مكة قريش بدأَت بالضغط الشديد على محمد وباقى أتباعه
    Yarayı açık tut, bacağın üstünden bastırmaya devam et. Open Subtitles اجعل الجرح مفتوحاً استمر بالضغط على قمة الساق
    Üzerine basınç uygula. Rostonun üstüne kan damlamasın. Open Subtitles استمري بالضغط عليه لا تدعي قطرات الدم تتساقط على اللحم
    Üstüne bastır. Birkaç dakika sonra kanama durur. Open Subtitles أستمر بالضغط عليها فسوف يتوقف النزيف خلال بضعة دقائق
    Sadece anne babasından birini kaybeden bazı çocuklar kaybedilen kişinin yerini alma baskısı hissederler demek istemiştim. Open Subtitles عنيتُ بكلّ بساطة أنّ بعض الصبية الذين فقدوا والداً، يشعرون بالضغط لسدّ فراغ الوالد المفقود
    Bir kasırga, yüksek ve alçak basınçlı hava kütlelerinin karşılaşması ve birbirine temas etmesi sonucu oluşur. Open Subtitles تحدث العاصفة حينما يلتقي الضغط العالي بالضغط المنخفض ويتكتلا في الهواء ويتصلا ببعضهما البعض
    Hep stresli olmalarına ve öğrenmek için gerekli riskleri almamalarına şaşmamak lazım. TED ليس من العجب أنهم يشعرون بالضغط دائما ولا يبذلون الجهد المطلوب للتعلم.
    Buraya sürekli ve düz şekilde bastırmanı istiyorum. Open Subtitles أحتاجك ان تقومي بالضغط المتواصل والمباشر على هذا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus