"بالطاقة" - Traduction Arabe en Turc

    • enerji
        
    • güç
        
    • enerjiyi
        
    • enerjisi
        
    • enerjili
        
    • enerjiyle
        
    • enerjisiyle
        
    • elektrik
        
    • enerjinin
        
    • enerjisini
        
    • enerjisine
        
    • yakıt
        
    Termal enerjinin yumurta moleküllerine yaptığı şeyi, mekanik enerji ortadan kaldırır. TED ما تقوم به الطاقة الحرارية لجزيئات البيضة يمكن عكسه بالطاقة الميكانيكية.
    edilmiş enerji bunu finanse ediyor. Petrol, güneş enerji konsantresidir. TED بالطاقة التي ركزن من الشمس فالبترول هو مركز للطاقة الشمسية
    Geçide güç ver ve diğer mahkumlar yerken elle çevir. Open Subtitles نمد البوبة بالطاقة ونتجه مباشرة بينما يتناول السجناء الاخرون العام
    Kuyruklu yıldız'dan aldığımız güç sayesinde hiç kimse Ateş Ulusu'nu durduramayacak Open Subtitles بالطاقة التي ورثتها من المذنب لا أحد سيستطيع إيقاف عشيرة النار
    Doğal enerjiyi kullanma ve dış dünyaya yansıtma gücü olmalı. Open Subtitles لابد انه له علاقة بالطاقة المسّخرة توجه إلى العالم الخارجي
    Tüm fabrika merkezleri ve endüstriyel alanların ışık çatılarından gelen güneş enerjisi şehre enerji sağlıyor. TED والطاقة الشمسية لجميع مراكز المصنع وجميع المناطق الصناعية بأسطحها الخفيفة تمدُّ المدينة بالطاقة.
    Şimdi beş duyu çalışmamızın ortasında, aniden gençliğimden güneş enerjili saatler projesini hatırladım. TED وفي منتصف كل ذلك العمل عن الحواس الخمسة, تذكرت فجأة مشروع الساعات التي تعمل بالطاقة الشمسية من أيام شبابي.
    Ve görünüşe göre biyokinetik enerjiyle aşırı yüklenerek bulaştığı kişinin hücrelerine yerleşiyorlar. Open Subtitles و يبدو أنّه يمكن زيادة تحميلها بالطاقة الحيويّة المخزّنة في خلايا المصاب.
    Çünkü düşündüklerimiz onurlar dünyasını yaratır. Bütün herşey enerji ve bağlılık ile alakalı. Open Subtitles لأنّ ما نفكّر به يصنع العالم من حولنا، جوهر الأمر بالطاقة وقوّة التواصل
    Çünkü düşündüklerimiz onurlar dünyasını yaratır. Bütün herşey enerji ve bağlılık ile alakalı. Open Subtitles لأنّ ما نفكّر به يصنع العالم من حولنا، جوهر الأمر بالطاقة وقوّة التواصل
    Şimdi kendinizi uyanmaya hazır, ...enerji ve özgüven dolu hissediyorsunuz. Open Subtitles انت تشعر بنفسك تستيقظ الأن ملئ بالطاقة و الثقة بالنفس
    Bu akşam şu önceden tanıdığım çocuğa rastladım, bir enerji şirketinde çalışıyormuş. Open Subtitles ، اصطدمت الليلة بشخص كنت أعرفه وقد افتتح شركة تختص بالطاقة الشمسية
    makinelerine hatta muhtemelen kendi vücutlarına enerji sağlamak için kullanıyorlar. Open Subtitles يستخدمونها لإمداد مركباتهم بالطاقة وآلاتهم، وبالأرجح قد يكون لأجسادهم أيضاً.
    Endişelerine hak veriyorum ama bu Jameikalıların iç enerjilerini gösteren bir enerji içeceği. Open Subtitles أحترم مخاوفكَ ولكنه عبارة عن مشروب طاقة يحتفي بالطاقة الحيويّة لدى الشعب الجامايكي
    Madenleri kurutma, pamuk iplikçiliği yeni demiryolu ağına güç verme. Open Subtitles تصرف المناجم و تغزل القطن تمد شبكة القطارات الجديدة بالطاقة
    Zepline bağlı olan metal bobin kampın genel şebekesine güç veriyor. Open Subtitles ذلك الملف المعدني الموصول الى المنطاد يجهز بالطاقة كل شبكة المخيم
    Odic güç, 1800'lerde doğaüstü enerji ile ilgili çöpe atılan bir teori Open Subtitles إنّها نظريّة مُهملة نوعاً ما من القرن الـ18 لها علاقة بالطاقة الخارقة.
    2020 itibariyle, işletme olarak harcadığımız enerjiden daha fazla yenilenebilir enerjiyi üreteceğiz. TED بحلول عام 2020، سننتج المزيد من الطاقة المتجددة مقارنة بالطاقة التي نستهلكها بشكل تجاري.
    Kortizol geleneksel yiyeceklere istek duymanıza sebep olarak, enerjisi yoğun gıdalar ve karbonhidratlar ile enerji depolarınızın doldurulması talimatını verir. TED فيخبر جسمك كي يسد النقص في مخازن الطاقة لديك، بالأطعمة الغنية بالطاقة و الكاربوهيدرات، مسبباً اشتهاء أطعمة الراحة.
    Sağlık görevlilerimiz güneş enerjili bir sırt çantası ile seyahat ediyor ve bu da telefonu şarj edip yedekliyor. TED يسافر عمال الرعاية الصحية لدينا بحقيبة ظهر تعمل بالطاقة الشمسية والتي تحافظ على الهواتف مشحونة ومخزنة احتياطيا.
    Güneş enerjiyle çalışan fırın sayesinde her gün iki, ayda 60 öğün yemek çıkarıyoruz. TED ونحن نطبخ 60 وجبة مرتين يومياً من الطبخ بالطاقة الشمسية
    Yalınayaklar Kolej'nde yemekler güneş enerjisiyle pişer. TED الطعام، حينما تأتي لكلية بيرفوت مطبوخ بالطاقة الشمسية
    Bu tiyatrodaki ışıkların kullandığı elektrik sadece birkaç dakika önce üretildi. TED الكهرباء التي تمد انارة هذا المسرح بالطاقة تم توليدها منذ لحظات.
    Bir zerre antimadde, tüm şehrin bir aylık enerjisini karşılayabilir. Open Subtitles يمكنها تزويد مدينة كاملة بالطاقة لمدة شهر.
    Amerika'ya nazaran güneş enerjisine çok daha fazla yatırım yapıyoruz. Open Subtitles نحن نقوم باستثمار بالطاقة حاليًا والصين تفعل الأمر عينه حاليًا
    Okyanuslarımızın derinliklerinde volkanik ısı tuhaf, yeni yaşama yakıt sağlar. Open Subtitles في أعماق محيطاتنا تزوّد حرارةُ البراكين حياةً جديدةً غريبةً بالطاقة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus