Yaptım Tabii ki. Sana da yapan olduysa dert etme hiç. - Yaptın mı? | Open Subtitles | بالطبع فعلت ذلك ، و إذا شخصاً ما في حياتك فعل ذلك ، لا بأس بذلك أيضاً |
- Evet, tabii, Tabii ki düşündüm.... ...hatta düşündüğüm ilk şey buydu diyebilirim. | Open Subtitles | أجل, بالطبع, فعلت, كان ذلك أول ما فكرت به |
Tabii ki kaybettin, kazanman mümkün değildi. | Open Subtitles | بالطبع فعلت فلقد كان وضعاً خاسراً أساساً. |
Elbette öyle oldu. Yine de 20 saniye içinde bunların hiçbir önemi kalmayacak. | Open Subtitles | بالطبع فعلت, خلال 20 ثانية لن يشكل فرقاً لكنني حصلتُ عليكِ الآن |
Elbette yaptım. Başka insanlar için her zaman iyi şeyler yaparım. | Open Subtitles | بالطبع فعلت, أنا دائماً آفعل أشياءً لطيفة للناس. |
Tabi ki ben babama her şeyi anlatırım. Babam benim en yakın arkadaşım. | Open Subtitles | بالطبع فعلت ، أخبر أبي كل شيء، أبي هو أقرب أصدقائي |
Evet, Elbette söyledim. | Open Subtitles | أجل, بالطبع فعلت, لقد تفهم الأمر |
Tabii ki istedin tatlım. Seni bu kadar komik yapan da bu. | Open Subtitles | بالطبع فعلت , حبيبي وهذا هو ما يجعلك مسلي جدا |
Tabii ki gördüm. | Open Subtitles | بالطبع فعلت كان هذا دفعاً و ركلاً رائعاً |
Alison Gardner'la hiç konuşmadın, değil mi? Tabii ki konuştum. | Open Subtitles | لم تتحدث مع أليسون أبدا بالطبع فعلت |
Evet, Tabii ki yaptın. Herkes anlatsın ona neler yaptığını. | Open Subtitles | حسناً، بالطبع فعلت ليخبره، كلّ شخص. |
Tabii ki ettim. 250.000 dolar veriyor. | Open Subtitles | بالطبع فعلت سوف يعطينا 250,000 دولار |
Tabii ki verdim. Hayat sigortaları için. | Open Subtitles | بالطبع فعلت لتأمينهم على الحياة |
Tabii ki, söyledim. Kuralları biliyor. | Open Subtitles | أجل, بالطبع فعلت, لقد تفهم الأمر |
Elbette öyle. Her zaman en sevdiğin o oldu. | Open Subtitles | بالطبع فعلت لطالما كانت المفضلة لديك |
Evet. Elbette öyle. | Open Subtitles | أجل, بالطبع فعلت ذلك |
Yapma. Elbette öyle yaptı. | Open Subtitles | بالطبع فعلت هذا |
- Evet. Elbette. Yaptım. | Open Subtitles | - نعم, بالطبع فعلت ذلك |
Elbette yaptım. | Open Subtitles | بالطبع فعلت.. |
Tabi ki de bulunmuşsundur çünkü kadın profesör ve FBI ajanı ki bu çok etkileyici bir şey. | Open Subtitles | بالطبع فعلت,لأنها استاذة و عميلة و ذلك مثير للاعجاب جدا |
Tabi ki yaptım. Yapacağımı biliyordun. | Open Subtitles | بالطبع فعلت كنت تعلمين أنني سأفعل |
Elbette söyledim ama o buna tamamen ikna olmuş vaziyette. | Open Subtitles | بالطبع فعلت لكنه مقتنع |
Elbette söyledim. | Open Subtitles | بالطبع فعلت. |