Tabii ki tartıştık, benim için tam bir hayal kırıklığıydı... | Open Subtitles | لقد تشجارنا بخصوصها، بالطبع. لقد كانت كمفاجأة كاملة بالنسبة لي. |
Tabii ki sayıyordum, 4.344, 4.343... 3.000'de ipin ucunu kaçırdım. | Open Subtitles | بلى بالطبع لقد كانوا 4344 , 4343 لقد خرجت عن المضمار فى اليوم 3000 |
Tabii ki biz sudaydık! Hareket ediyorduk ve ıslandık... | Open Subtitles | بالطبع لقد كنا بالماء لقد كنا نتحرك و ابتللنا |
Tabi ki gerçekten onu gördüm. Sana onu gördüğümü anlatıyorum. | Open Subtitles | بالطبع لقد رأيته إنني أخبركم أني رأيته هنا |
Tabi ki oraya baktım. Belki çocukların odasındadır. | Open Subtitles | بالطبع لقد بحثت هناك .ربما يكونوا في غرفة الأولاد |
- Elbette. Bizler de balıktık. Uzun zaman önce. | Open Subtitles | بالطبع لقد كنا سمك في الماضي قبل ان نكون قرده |
Elbette öyle. Neden bu turu ben almıyorum? | Open Subtitles | بالطبع لقد نسيتها لماذا لا نقوم بهذه الجولة؟ |
Tabiki de. Günde 10,000 $ kazanırdım. | Open Subtitles | بالطبع لقد كنت أجني 10 آلاف دولار في اليوم |
Önemsiz anlamında ufacık değil Tabii ki. Tamam, sustum artık. | Open Subtitles | ليس صغير جداً بشكل ملفت بالطبع لقد انتهيت |
Tabii ki notunu aldım. Ciddi olamazsın. | Open Subtitles | بالطبع لقد وصلتني مذكّرتك لا يمكن أن تكون جاداً |
Tabii ki. Tüm olası koşulları anlattım. | Open Subtitles | بالطبع, لقد شرحت له كل الأحتمالات الطارئة |
Tabii ki hayır. Malı verip gitti. | Open Subtitles | لا بالطبع , لقد رحل حالما أنتهينا من عقد الأتفاق |
Kendimi asla affetmeyeceğim. Siz Tabii ki haklıydınız, bayım. | Open Subtitles | انا لن اسامح نفسى ابدا , بالطبع لقد كنت على حق يا سيدى. |
Tabii ki aldık. Marshmallow Atar aldık. | Open Subtitles | بالطبع لقد حصلنا على واحد قاذف المارشميللو |
Ama Tabi ki, hışımla ayrılırken... durup herkese neden hışımla ayrıldığını anlattı. | Open Subtitles | لقد خرّج غاضباً من هنا بالأمس بالطبع لقد توقّف ليخبر الجميع أنه تخطى ما حدث ، لذا إستغرّق خروجه مُعظم اليوم |
Tabi ki istediğini elde edene kadar bir oyun sergiledi. | Open Subtitles | بالطبع لقد تظاهر بتلك الأفعال .حتى يحصل على مايريده نعم، إنه محظوظ جدا، أليس كذلك؟ |
Eugene ile o şekilde konuşunca ne yaptığını Tabi ki anladım. | Open Subtitles | بالطبع لقد فهمت ما الذى تفعله حين "بدأت بالتحدث بوقاحة مع " يوجين |
Cellini Venüs'ü Tabi ki de. Dün gece gördüm.Büyülendim. | Open Subtitles | شيلينى فينوس" بالطبع" لقد رأيتها أمس , لقد أعجبتنى |
- Geleceğini biliyordum. - Elbette. Seni eve götürmeye geldim. | Open Subtitles | لقد عرفتُ بانكَ ستأتي بالطبع, لقد اتيت لأخذكي للمنزل |
- Elbette döndüm. Dönmeyeceğimden mi korktun? | Open Subtitles | بالطبع لقد عدت، أكنتِ خائفة من أن لا أعود؟ |
Elbette, öyle yapmışsındır. | Open Subtitles | بالطبع لقد فعلت |
Elbette öyle. Belki, Conners ondan daha iyidir? | Open Subtitles | بالطبع لقد فعل لا أحد يعرف (كونيرس) أفضل منه |
Tabiki,anne.Oh, Tommy onu aramış, özür dilemiş, ve, eğer gelebilirse düğünde burda olabileceğini söylemiş. | Open Subtitles | هل اخبرتي "ربيكا" بأنك لن تأتي للحفله بالطبع لقد قالت بأن "تومي" إتصل للإعتذار |