Yeni Delhi'de bir hedefin telefonuna dinleme cihazı yerleştirirken, düşman seni fark etti. | Open Subtitles | بينما ينقر خطّ هاتف الهدف في نيودلهي، أنت مرقّط بالعدو. |
düşman dinleme istasyonunu bulma görevi. | Open Subtitles | للعثور على محطة التجسس السرية الخاصة بالعدو |
Kılıcı düşünmek, izleyen insanları düşünmek, düşmanı düşünmek... Çok fazla düşünce... | Open Subtitles | يهتمّ بالسيف , يهتم بالساعات اليدوية يهتم بالعدو |
düşmanı hafife almamak gerek. | Open Subtitles | فالمرء لا ينبغي أن يستخف بالعدو.. |
Düşmanla karşılaşmadan evvel Spartalılar'a süpriz yapacak ve onları canlı yakalayacaklar. | Open Subtitles | -و قبل ان يتم الالتحام بالعدو سيفاجىء الخيالة الاسبرطيين و ياسروهم احياء |
Von Clausewitz şimdi bize gerçek düşmanın kim olduğunu söyleyecek. | Open Subtitles | فان كلاوسوتس سيخبرنا الآن بالعدو الحقيقي سيد فون ؟ |
Ezelden beri ona 'hakiki düşman'ım diyordun değil mi? | Open Subtitles | لقد اعتدتي ان تناديه بالعدو الاساسي منذ الازل صحيح |
Ezelden beri ona 'hakiki düşman'ım diyordun değil mi? | Open Subtitles | لقد اعتدتي ان تناديه بالعدو الاساسي منذ الازل صحيح |
Beni öldürmek için gelen birinin düşman olduğunu sezebilirim. | Open Subtitles | انا اعرف من ارسل لقتلى بالعدو |
düşman çevreni sardı. | Open Subtitles | أنت محاط بالعدو. |
Yoksa Daniel Pierce büyük kötü şirketin aslında düşman olmadığını mı söylüyor? | Open Subtitles | هل (دانيال بيرس) يقول بأنّ الشركات العملاقة السيئة ليست بالعدو ؟ |
Yoksa Daniel Pierce büyük kötü şirketin aslında düşman olmadığını mı söylüyor? | Open Subtitles | هل (دانيال بيرس) يقول بأنّ الشركات العملاقة السيئة ليست بالعدو ؟ |
Asla düşmanı hafife alma, Ehsaan. | Open Subtitles | لا تستخف بالعدو أبداً يا إحسان |
Biz düşmanı katletmeyiz, öldürürüz. | Open Subtitles | إننا لا نفتك بالعدو بل نقتله |
Çünkü düşmanı, burada karşılayacak. Burada! | Open Subtitles | بسبب العدو، نلتقي بالعدو هنا. |
Merhaba. Düşmanla yemek. | Open Subtitles | مرحباً بالجميع، التغدّي بالعدو |
Emirlerin ne olduğunu biliyorsun... Düşmanla sıcak temas yok. | Open Subtitles | جيرالد: عَرفتَ ما الطلباتَ كَانتْ - لا إتصالَ بالعدو. |
Dışarıda Düşmanla meşguller. | Open Subtitles | تعزيزات (سوادا) تضرب عند الشاطيء إنهم مشغولون بالعدو خارج الحصن |
Bay Postacı düşmanın koynunda uyuyor. | Open Subtitles | تحبّ النظرات السّيد مكفيلي هنا... كان النوم بالعدو. |
Ona gerçek düşmanın kim olduğunu göstermeliyiz. | Open Subtitles | لنذكرها بالعدو الحقيقي |
Ama sonra Vega'ya karşımızdaki düşmanın kim olduğunu hatırlatmak için onu kullanabileceğimize karar verdim. | Open Subtitles | و لكن بعد ذلك قررت انه من الممكن ان نستفيد من هذا المصاب لكى نذكر ( فيغا ) بالعدو الذى تواجهه |