"بالعلاقة" - Traduction Arabe en Turc

    • ilişki
        
    • ilişkiyi
        
    • ilişkide
        
    • ilişkiye
        
    • ilişkiden
        
    • ilişkisini
        
    • sevişiyormuş
        
    ! İlişki ladesine tutuştuklarını biliyordunuz ama siz ne yaptınız? Open Subtitles تعلمون أنهم يلعبون لعبة الجبان بالعلاقة ، وما الذي فعلتم؟
    Bundan sonra kendimi tamamen geleneksel ilişki paradigmasına adadım. Open Subtitles من الآن فصاعدا، سالتزم بالكامل بالعلاقة التقليدية فقط
    İlişkiyi itiraf eder ama kendi şartlarınla Mellie ile kalırsın. Open Subtitles أن تعترف بالعلاقة لكن ابقى مع ميلي خلال المدة المحددة
    İlişkiyi kendi avantajına kullanman gerekeceği ana kadar onları canlı tutarsın. Open Subtitles وبتقين عليهم حتى اللحظة التي تريدين التلاعب فيها بالعلاقة في صالحك
    Ve bu gece ilişkide erkek arkadaşı üşütüp yatağa serilen kadın rolünü oynuyordum. Open Subtitles والليلة, كنت اؤدي دور المرأة بالعلاقة الرائعة التي كان رفيقها الحميم مصاب بالزكام
    İlginç geldiğini biliyorum ama hepimiz ilişkiye bir şeyler katıyoruz ve gerçekten bizi teşvik diyor. Open Subtitles أعرف أن الأمر يبدو غريباً ول كن كلنا نشترك بالعلاقة
    Cinsel ilişkiden zevk almasını öğrenmen gerekiyor ama ilişkiye girdiğin her kadın aradığın kadın olarak sonuçlanmayacak. Open Subtitles يجب أن تتعلم كيف تستمتع بالعلاقة دون أن تتعلق عاطفياً مع أيِّ امرأة.
    Hamile olduğunu bilmemesi ilişkisini de bilmediği anlamına gelmez. Open Subtitles لا يعني أنه لا يعلم بشأن الحمل عدم علمه بالعلاقة
    Sanki benimle sevişiyormuş gibi değilde, Open Subtitles الأمر و كأنه لا يقوم بالعلاقة معي
    Evlilikte bir şeyler eksik değilse birinin başka bir ilişki yaşamasını hayal etmek güç derler. Open Subtitles من الصعب أن تتخيل لماذا يخون شخص الآخر إذا لم يكن هناك شىء ناقص بالعلاقة
    Kızlık zarı yırtılması sadece cinsel ilişki sonrası mı oluşabilir? Open Subtitles هل يمكن أن يتضرر غشاء البكارة بالعلاقة الجنسية ؟
    Annem, bazen gerçekle nedensel bir ilişki yaşamaktan hoşlanır. Open Subtitles أمي أحيانًا تسمتع بالعلاقة العرضية مع الحقيقة.
    Mesele ahlâk değil, ilişki. Open Subtitles هذا غير متعلق بالاخلاقيات هذا متعلق بالعلاقة
    Bilmiyorum ama belli ki bunun yaşadığı ilişki ile bir ilgisi yok. Open Subtitles لا أعلم لكن واضح أن هذا لا يتعلق بالعلاقة
    Pekala çok bilmiş, bazı insanlar buna ilişki diyor. Open Subtitles حسنا.اللعنه عليهم بعض الناس يسمون ذلك بالعلاقة الحميمة
    Ne yazık ki bir ilişkiyi sürdürmekte zorlanıyorum. Open Subtitles لسوء الحظ يبدو أني غير قادرة على الحفظ بالعلاقة
    Bunu size hayatta söylemez, o yüzden bu ilişkiyi destekleyen biri olarak, ikinizi de bu utançtan kurtarabileceğimi düşünüyorum. Open Subtitles لن تفعل هذا حتى بعد مليون عام وتقولها اذن اعتقد بما أنني مهتم بالعلاقة
    Ama bu resmi daha önceden yırttı hayatta olduğunu öğrenmeden önce Nicole ile yaşadıkları ilişkiyi öğrenmeden önce bana onu sevdiğini söylediğinde yırttı. Open Subtitles بإستثناء أنها مزقت الصورة قبل أن تعلم بأنه على قيد الحياة وقبل أن تعلم بالعلاقة مع نيكول
    Belki babası gerçekten de aralarındaki ilişkiyi biliyordu. Open Subtitles و ربما قد تكون محقا أن والدك قد علم بالعلاقة
    Eğer 12 yıI önce birini öldürdüyse bu ilişkide o itaatkar ortak değildir. Open Subtitles ان كان قد قتل أحدا قبل 12 عاما فهو ليس الشريك الخاضع بالعلاقة
    Beş hakimle ilişkiye girdiği iddiası nedeniyle tacı geri alındı. Open Subtitles لديها تهم بالعلاقة الجنسية مع 5 من القضاة
    Sana ilişkiden bahsetmedim çünkü hamile olduğunu öğrendiğimde çıldırdım. Open Subtitles لم أخبرك بالعلاقة لأنني عندما عرفت أنك كنت حاملاً، أصبت بالذعر
    İlişkisini hemen açığa çıkardı. Open Subtitles لقد اعترف مباشرة بالعلاقة الغرامية
    Perukla sevişiyormuş gibi. Open Subtitles إنه يقوم بالعلاقة معها

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus