Tabii etmez. Bütün işi yaptık. Daha önce neredeymiş? | Open Subtitles | ولن يتردد الآن، فقد قمنا بالعمل كله أين كان قبلاً؟ |
Bütün işi ben yapıyorum ama kazancın yarsını o alacak, öyle mi? | Open Subtitles | , أنا أقوم بالعمل كله و هو يحصل على نصف الأرباح |
Sorun değil. Bütün işi ben yapacağım zaten. | Open Subtitles | لا بأس ، علي القيام بالعمل كله على أية حال |
Sen Tüm işi yaparken rahibeler dua ediyor. | Open Subtitles | الراهبات ستؤدين الصلاة بينما تقومين أنتِ بالعمل كله |
Tüm işi ben yapıyorum, mükâfatı başkası alıyor. | Open Subtitles | سأقوم بالعمل كله و أحد آخر سيحصل على المكافأة |
Evet, biz sadece tuşa basıyoruz, Tüm işi makinalar hallediyor. | Open Subtitles | نعم ، نحن نضغط فقط على زر التشغيل وتقوم الآلات بالعمل كله. |
Bütün işi sen yapıyorsun bütün övgüyü o alıyor. | Open Subtitles | أنت تقومين بالعمل كله وهي تنال الثناء و الإطراء |
Sonra kendin şarkı yazarken Bütün işi bana yaptırdın. | Open Subtitles | ثم جعلتني اقوم بالعمل كله بينما قمت انت بكتابة اغنية |
Ancak bu olayı anladığını gösteriyor, çünkü koca ayağını halatın üstüne koyuyor, halatın üzerinde durup diğer fili bekliyor, ve diğeri gelip Bütün işi onun için yapacak. | TED | لكنه يظهر الفهم الذي لديه، لأنه يضع قدمه الضخمة على الحبل، يقف على الحبل وينتظر الفيل الآخر هناك، ليقوم الفيل الآخر بالعمل كله من أجله. |
Seni yemeğe davet ettim ve şimdi Bütün işi senin yapman gerekiyor. | Open Subtitles | -لقد دعوتكِ إلى العشاء والآن انتِ تقومين بالعمل كله |
Bütün işi senin yapmana bayılıyorum. | Open Subtitles | أحب ذلك عندما تقومون بالعمل كله |
Bütün işi silahlı adama yaptırır, arabada beklersin. | Open Subtitles | دع الرجل ذو السلاح يقوم بالعمل كله |
Tabii, Bütün işi ben yaptım. | Open Subtitles | بالطبع، أنا من قام بالعمل كله |
Dalga mı geçiyorsun, Bütün işi balık yapıyor. | Open Subtitles | أتمزحين؟ السمكة تقوم بالعمل كله! |
Sonunda Bütün işi yapan ben olurum. | Open Subtitles | انتهي دائما بالعمل كله بنفسي |
Anne sadece yumurtalarını bırakıyor, Tüm işi erkek yapıyor. | Open Subtitles | الأم تعطي بيوضها فقط وتدع الذكر يقوم بالعمل كله. |
Gerçekten inanılmaz. Tüm işi biz yapıyoruz. Tüm övgüyü bu şerefsiz terörist alıyor. | Open Subtitles | هذا لا يًصدق، نقوم بالعمل كله ويحظى ذلك الإرهابي الحقير بكل الفضل |
Tüm işi onlara yaptırmak konusunda garip bir gücü var. | Open Subtitles | لديها تلك القدرة الغريبة على جعلهم يقومون بالعمل كله. |
Bu övgüyü kendisinin aldığı, sonra da bizi buraya çıkarıp, Tüm işi yaptırdığı anlamına geliyor. | TED | يعني أنها تنسب الفضل لها بينما تجعلنا نأتي هنا ونقوم بالعمل كله . |
Yaşlı adam Tüm işi yaptığınızı söyledi. | Open Subtitles | الرجل العجوز قال أنّك قمت بالعمل كله |
Tüm işi sen hallederdin. | Open Subtitles | أعتدتِ القيام بالعمل كله |