Hiç ileri gitmedin bile. yetişkin olmaya bir şans vermedin. | Open Subtitles | لم تتقدم حتى للأمام لم تعط فرصة لنفسك لتكون بالغاً |
Bir tavşan embriyonunu hemen yetişkin bir tavşana geliştirebiliyormuş. | Open Subtitles | أدعى أنه طور جنين أرنب ليصبح بالغاً خلال أيام |
Hayır. yetişkin olmanın en iyi tarafı da bu. | Open Subtitles | ألطف شئ من كونك بالغاً أنك لست مضطراً لفعل شئ |
yetişkin bir insan olduktan sonra, inançlarım kesinleşti. | Open Subtitles | بعد أن أصبحت بالغاً ، اعتقاداتي أصبحت ثابتة |
Bu konularda daha olgun olmalısın. | Open Subtitles | يَجِبُ أَنْ تَكُونَ بالغاً أكثراً حول هذه الأشياءِ. |
Eğer yetişkin olma şansını mahvettiysen, neden kendini de listeye koymuyorsun? | Open Subtitles | لو أخفقت مع نفسك في أن تصبح بالغاً لماذا لا تضع نفسك على القائمة؟ |
yetişkin bir insan olduktan sonra, inançlarım kesinleşti. | Open Subtitles | بعد أن أصبحت بالغاً ، اعتقاداتي أصبحت ثابتة |
Şeyleri doğal yoldan elde etmelisiniz ve belki yetişkin olduğun zaman steroidleri düşünebilirsin. | Open Subtitles | يجب أن تنجز الأمور بطريقة طبيعية ثم بعد ذلك ربما تفكر في استخدامهم عندما تصبح بالغاً |
Wilfrid Dierkes öyle garip bir çocuktu ki... ergenlik çağında aşırı derecede obezken... yetişkin hale geldiğinde nerdeyse sıska sayılırdı. | Open Subtitles | ويلفريد ديركس كان فتىً غريباً و الذي كبر ليصبح مراهقاً سميناً جداً وبعدها تقلص ليصبح بالغاً غريباً |
Etkisi geçtiğinde bir çocuğun bedenine sahip yetişkin biriydim. | Open Subtitles | و عندما حدث التاثير كنت رجلا بالغاً في جسد طفل صغير |
Sen onlara dijital dehşeti yaşatırken kaç yetişkin aynı şeyi söyledi senin için acaba? | Open Subtitles | كم شخصاً بالغاً قال هذا عنك، بينما كنت تغدق النيران الرقميّة على حياتهم؟ |
haydi eğlenelim biraz! Benim geldiğim yerde ondördünde, yetişkin olursun! Arthur! | Open Subtitles | الرابعة عشر، يجب الإحتفال في بلادي سيتم إعتبارك بالغاً. |
Oğlunla mülakat yapmalıyız. Yanımızda uygun bir yetişkin olmalı, sen değilsin anlaşılan. | Open Subtitles | نحن بحاجة للتحقيق مع ابنكِ، عليكِ أن تعيني شخصاً بالغاً لمصاحبته، ليس أنتِ بالطبع |
Ben de yetişkin biri oluncaya kadar bana uygun bir yerim olacağını asla ummazdım. | Open Subtitles | ولم أتوقع قط أنني مازلت بحاجة لأن ابحث عن مكان يناسبني حينما كنت بالغاً |
Sana, snowboard okulunda ya da yetişkin olmaya karar vermeden önce nereye gittiysen, orada öğretilmeyen bir şeyden bahsedeyim. | Open Subtitles | إليك هذا الأمر الذي لم يقوموا بتعليمك إيّاه في مدرسة التزلج أو أيّ مكان قد ذهبت إليّه قبل أن تقرر أن تصبح رجلاً بالغاً |
Doktor, yetişkin bir adamın bir gaz maskesi için 12 yaşında bir çocuğu döverek öldürdüğünü gördüm. | Open Subtitles | أيّتها الدكتوره، لقد رأيت رجلا بالغاً يضرب فتى ذو 12 سنه حتى الموت من أجل قناع غاز. |
Hedef yetişkin bir adamsa fiyat 10,000 dolardan başlıyor. | Open Subtitles | الأسعار تبدأ من عشرة آلاف تقريباً لقتل شخصاً بالغاً عادي |
Ama artık yetişkin olduğumdan cevap sözleşmeler olacaktı. | Open Subtitles | لكنني أصبحت بالغاً الآن، وسأقول إنها العقود |
İngilizlerin geliyor olmasının sebebi de, orada 16 yaşından küçük bireyleri kimse tedavi etmiyordu, bu da demek oluyor ki, her ne olursa olsun, iyi bir testten geçmiş olsalar dahi, yetişkin vücutlarına sevkediliyorlardı. | TED | والسبب وراء قدوم بريطانيين لأنهم لا يعالجون أحداً بأي شيء تحت سنّ السادسة عشرة هذا يعني أنهم يخصصون لهم جسماً بالغاً مهما حدث لهم حتى لو تمّ فحصهم بشكل حسن |
Bu konuda olgun davranıp gerçeklerle yüzleşme vakti. | Open Subtitles | حان الوقت لكي أكون بالغاً و أواجه الحقائق فقط |
Dojtor, küçük bir bebek nasıl koca bir adamı boğulmaktan kurtarabilir? | Open Subtitles | أيها الطبيب ، كيف تنقذ طفلة صغيرة رجلاً بالغاً من الغرق؟ |
Eğer bir yetişkinsen ve mantar sevmiyorsan onları sipariş etmezsin. | Open Subtitles | إن كنت بالغاً ولم تحب المشروم فلا تطلبه |