"بالغذاء" - Traduction Arabe en Turc

    • yiyecek
        
    • besin
        
    • beslenme
        
    • yiyecekle
        
    • yemek ısmarladım
        
    • gıda
        
    • hastalıklar
        
    Bir kurt sürüsü beraber dolaşır. Genellikle yiyecek depolarının yakınlarında bulunurlar. Open Subtitles الذئاب يبقون معا فى مجموعه فى مكان قريب من مكان تزويدهم بالغذاء
    Adaları kayalardan oluşuyor ve yiyecek bakımından zengin değil. Open Subtitles الجـزيـره التى يعيشون فيها صخريه وليست غنيه جداً بالغذاء
    Çiftçiler yiyecek bağışlayacak. Savaşçı aileler de asker sağlayacak. Open Subtitles العائلات المزارعة تساهم بالغذاء العائلات العسكرية تساهم بالرجال
    Dr. Palak Grey Gull'den kaynaklanan besin zehirlenmesi olabileceğini düşünüyor. Open Subtitles دكنور بلاك يعتقد انه حصل لهم تسمم بالغذاء من النورس
    Görüyorsunuz ya obesite ya da beslenme kökenli diğer hastalıklar Sadece hastaları değil, onlarla beraber dostlarını, ailelerini, kardeşlerini de incitiyor. TED ترون، الأمر هو السمنة هي مرض متعلق بالغذاء لا يؤذي فقط الناس المصابين به. إنه يؤذي جميع الأصدقاء، الأسر، الأخوان، الأخوات.
    Tüm kış boyu, avını yakalamayı bilenler için bu nehir yiyecekle doludur. Open Subtitles طوال فصل الشتاء، نهر مليء بالغذاء لأولئك الذين يعرفون كيفية القبض عليه.
    Rıza'nın anne babası erken gelecekmiş, Brents'i arayıp yemek ısmarladım. Open Subtitles سيأتي اصدقاء ريز مبكرا وقد اتصلت ببيريت وامرت بالغذاء
    İklim değişikliğinin üstesinden gelirsen, enerji sorununu çözersin daha sonra yiyecek sorununu çözersin ve son olarak su kaynaklarını kurtarırsın. Open Subtitles معالجة مسألة التغير المناخي ستعمل على معالجة مسألة الطاقة ومعالجة المشاكل التي تتعلق بالغذاء ومصادر المياه
    Aynı zamanda, tarlalar da larva ve kurt bakımında yiyecek zengini. Open Subtitles ،الحقول غنية بالغذاء أيضاً كاليرقات والديدان
    Çok hızlı çalışan metabolizmasıyla bir bal porsuğunun devamlı yiyecek ikmali yapması gerekir. Open Subtitles بسبب معدّل الأيض المرتفع للغاية يحتاج غرير العسل إلى التزوّد بالغذاء باستمرار
    O zaman, sana yiyecek, giyecek verip seni korumak zorundayım. Open Subtitles فألتزم لك بالغذاء واللباس والحماية
    Yüzecek kadar güclenmeleri icin bes hafta gecmesi gerekir ama o zaman da ilkbahar gelir ve okyanusta bol bol yiyecek olur. Open Subtitles لن تكون قادرة علي الغوص قبل أن تبلغ خمسة أسابيع علي الأقل، و حين يأتي ذلك الوقت، يكون قد بدأ الربيع ليجود المحيط بالغذاء.
    Kertenkelelere yiyecek sağlamanın dışında bu sıra dışı çiçek onlara başka bir şekilde de yardım eder. Open Subtitles لكن بالإضافه إلى أنها تزويد السـحالى بالغذاء ... . فهذهالزهرهغير عاديه وتساعد السـحالى بطريقه آخرى
    Yani yiyecek ve aile ihtiyacına olan bağlantısını. Open Subtitles شريان حياته مرتبط بالغذاء والعائلة
    Ama gıdada önemli olan besin değeri. TED ولكن ما يهمنا فيما يتعلق بالغذاء هو القيمة الغذائية.
    Tuz sinekleriyle beraber, karidesler bu yabancı ortamdaki gerçek hazinelere besin sağlarlar. Open Subtitles سويّة مع ذبابِ المحلول الملحي يتزودون بالغذاء للكنوز الحقيقية لهذا المنظر الطبيعي الغريب
    Atlantis'in yeni zengin beslenme alanına ulaşmanın tek yolu olduğunu biliyorlar. Open Subtitles يعلمون ان اطلنتس هى المدخل الوحيد لارض جديده مليئه بالغذاء
    Alaska'nın beslenme alanları, yorgun yolcularını bekliyor hâlâ. Open Subtitles لا تزال أراضي ألاسكا الغنية بالغذاء تننتظر مسافرينا المنهكين
    Ve hayatımda, dünyada olan bir çok şey -- ve yiyecekle takıntılı olan bir kişi olmam-- gerçekten de bir çoğu bu sene değişti. TED لذا ربما خلال فترة حياتي سيتغير الكثير في هذا العالم وكمهووسة بالغذاء و ما يتعلق به تغير الكثير من هذا
    Rıza'nın anne babası erken gelecekmiş, Brents'i arayıp yemek ısmarladım. Open Subtitles سيأتي اصدقاء ريز مبكرا وقد اتصلت ببيريت وامرت بالغذاء
    Yemekten sonra hastalandığını, acil servise gittiğini ve gıda zehirlenmesi olduğunu söyleyeceksin. Open Subtitles أصبت بوعكة بعد الغداء وذهبت إلى الطوارئ وتم تشخيصك على تسمم بالغذاء
    Gerçek şu: beslenmeye bağlı hastalıklar, bugün burada, Amerika'da en büyük katil. TED حقيقة. الأمراض المرتبطة بالغذاء هي أكبر القتلة في الولايات المتحدة، حالياً، هنا اليوم.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus