Gelmek istersen konuşuruz... sonra kahvaltı ederiz, eskiden babamla yaptığım gibi. | Open Subtitles | ... إذارغبتبالقدوممعي، يمكنناأننتحدث ، ثم نحظى بالفطور... مثلما كان يفعل أبي |
Onları gece yarısından sonra besleme. Yani o uyuya kaldığında sabah onunla kahvaltı yapma. | Open Subtitles | لا تدعهم يأكلون الطعام بعد منصف الليل مما يعني أنه لن تنام لديك ، ولن تحضى بالفطور معها أبداً |
Bir kereliğine, sadece oturup kahvaltı edemez miyiz? | Open Subtitles | هل يمكننا أن نحظى بالفطور لمرة واحدة ونتحدث حول الأمور العادية ؟ |
Gayet iyiyim Patty. Bir saate kadar iniyorum. kahvaltıda buluşuyoruz değil mi? | Open Subtitles | انا بخير حال يا "باتى" سوف اهبط بعد ساعه ، هل مازال بأمكانى اللحاق بالفطور |
Tanrım,bugün kahvaltıda ne yedin ki... | Open Subtitles | ... يا الهي ، ما الذي تناولته بالفطور هذا الصباح |
kahvaltı mı öğle yemeği mi istersin bilemedim, o yüzden ikisini de yaptım. | Open Subtitles | لم أعرف ان كنت ترغب بالفطور او الغداء لذا أعددت كلاهما |
Son fişe göre tur otobüsüne binmeden hemen önce otelde kahvaltı yapmış. | Open Subtitles | لم يكن هنالك نشاطٌ بها منذ قُبيل السرقة بالاستناد على آخر رصيد حظي بالفطور |
Gecenin bir yarısı canı kahvaltı yapmak istemeyen insan mı var? | Open Subtitles | في منتصف الليل يعد الفطور و من لا يرغب بالفطور |
Bir teknolojiyle karşılaştık, senin kahvaltı niyetine tükettiklerinden. | Open Subtitles | نواجه عقبة تقنية من النوع الذي تفترسينه عادّة بالفطور. |
Yani, ağabeyimle kahvaltı ediyorum. | Open Subtitles | إذاً, أحظى بالفطور مع أخيَ الكبير |
kahvaltı etmedin mi? | Open Subtitles | بدأت منذ الأن بالفطور ؟ |
kahvaltı etmek istememin nedeni Brian seni çok tanımıyorum ama tanımak istiyorum. | Open Subtitles | لذا ، أردت أن نحظى بالفطور المتأخر لأنني لا أعرفك حقاً يا (براين) ، وأود أن أتعرف عليك |
kahvaltı ile sürpriz yapacaktım. | Open Subtitles | جئت لمفاجأتك بالفطور. |
Ruth Bader Ginsburg ile son kez kahvaltı edişim. | Open Subtitles | تلك آخرُ مرة أحظى بالفطور رفقة (روث بادر جينسبرغ). |
- kahvaltı kimin umurunda? | Open Subtitles | -من يفكر بالفطور في وقت كهذا؟ |
- Petra az sonra kahvaltı getirecek. | Open Subtitles | ستأتي (بيترا) بالفطور |
Sanki kahvaltıda vodka içmiş muamelesi görmek istemiyorum şimdi. | Open Subtitles | .لن أقف هنا وكأنني شربت فودكا بالفطور |
Babinski, Dirac'ı kahvaltıda yer Clerk Maxwell'i de dışkılar. | Open Subtitles | بابينسكي) يأكل (ديراك) بالفطور) (ويهضّمه بـ (كلارك ماكسويل |
- Ama menüde var. - kahvaltıda. | Open Subtitles | ،لكنه على القائمة ...بالفطور |