Aptal olabilirim ama bu terk edilmenin davayla ilgisini göremiyorum. | Open Subtitles | ربما اطون غبيا, ولكنى لا ارى علاقة لهذا الجدال بالقضية |
Mahkeme bu noktayı reddediyor. Sorularınızı davayla ilişkilendirip bitirin artık. | Open Subtitles | المحكمة سَتُهملُ تلك الملاحظةِ التزم بالقضية |
Bayan Bertholt, davayı mahkeme dışında konuşma özgürlüğüm yok. Tabi. | Open Subtitles | الحقيقة إنني لا امتلك حرية الحديث بالقضية خارج قاعة المحكمة |
Sonunda, gençler elde ettikleri bilgiler ile davayı kazandı ve otoyolun altında kendi kaykay parklarını inşa edebildiler. | TED | في النهاية، فاز المراهقون بالقضية بذلك الدليل، وأصبحوا قادرين على بناء منتزه التزلج الخاص بهم. أسفل الطريق السريع ذلك. |
Çalıştığın firmanın o saldırı faydalanarak ertesi günü bir dava kazanması çok tuhaf. | Open Subtitles | وبشكل غريب فازت شركتكم بالقضية في اليوم الثاني التي استفادت من هذا الاعتداء |
Acı çeken belirli bir birey için olursa davaya bakacaklardı. | Open Subtitles | وإن كانت متعلقة بفرد يعاني من مرضه فسوف يقبلون بالقضية |
Yani bizim bir davada yaptığımızı yapabilecek birileri var mı? | Open Subtitles | أقصد ، من يستطيع فعل ما نفعله نحن بالقضية ؟ |
Üstünde çalıştığın davayla bir ilgileri var mı? | Open Subtitles | أليست لهم علاقة بالقضية التي تعمل عليها؟ |
davayla ilgili en az iki kişinin daha peşinde olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم بأنه يستهدف على الأقل شخصين متعلقين بالقضية |
Bana anlatmak istediğin bir şey olursa... davayla ilgili olmak kaydıyla,... beni ara. | Open Subtitles | إذا كان هناك أي شيء تريد تخبرني به يرتبط بالقضية أتصل بي |
Yani bu, o diğer davayla bağlantılı değil mi? | Open Subtitles | الأن انتم لا تظنون انه مرتبط بالقضية الآخرى؟ |
davayı kazanmamızın en iyi yolu senin suçsuz olduğunu ilan etmemiz. | Open Subtitles | أفضل طريقة للربح بالقضية هو أعلان برائتكَ |
Asıl sıkıntı ise Pelican Körfezinde sıkışıp kalmış olmasıydı. Fakat baban, yine de davayı Garza'ya götürdü. | Open Subtitles | لكن أبوك ذهب لغارزا بالقضية على أية حال. |
Hayır, ben büyük olasılıkla her şey yolunda olabilir dedim ve açıkçası, bu davayı mahkemeye taşıyacağınızı düşünmüştüm. | Open Subtitles | لا، لقد قلت كل شيء يمكن ان يكون بخير و بصراحة، كنت أعتقد أنكِ ستتقدمين بالقضية |
Tecavüze uğrayan Peg'in fotoğrafları ve dava ile ilgili dosyalar. | Open Subtitles | وملفات مرتبطة بالقضية أريدك أن تنظر إليها وتخبرني هل هذا جنس بالتراضي |
dava hakkında her şeyi öğrendim. | Open Subtitles | هل أنت ملم بالخلاف المثار الآن أمام المحكمة؟ أنا مطّلع كليّا بالقضية |
Ve tam o anda, onlar avucunun içindeyken... hikayesiyle dava arasında bağlantı kurar. | Open Subtitles | وفى هذه اللحظة عندما حصل عليهم ربط القصة بالقضية |
Yapabileceğiniz en iyi şey.. ..dümdüz oynamak ve davaya yoğunlaşmak. | Open Subtitles | أفضل شيء يمكنكم القيام به هو التصرف بحذر والتركيز بالقضية |
davaya ait tüm belgelerin oluşturulması ve saklanması için bu dizüstü bilgisayar kullanılmalı. | Open Subtitles | هذا الحاسوب يجب أن يُستخدم في إنشاء و خزن جميع الوثاق المُتعلقة بالقضية. |
Sanırım bu sorunun cevabını, bu davada yüzlerce ajan görevlendirdiğmiz zaman verdik. | Open Subtitles | أظننا أجبنا هذا السؤال عندما وظفنا مئة عميل بالقضية |
olayla ilgili herkesin orada olmasını istiyorum. | Open Subtitles | .. أريد أن يكون كل من له علاقة بالقضية متواجداً هناك,أريدكم أن تعرفوا بالضبط ما تواجهونه |
Vakayla ilgisi olabilecek her şeyi aldım. | Open Subtitles | جلبت كل شىء متعلق بالقضية امكننى ايجاده |
Ama basın suçlamasında... bulunursan bu davanın yönünü değiştirebilir. | Open Subtitles | ولكن إن وجّهت الاتهامات قد يضرّ نشر القصة بالقضية. |
Başka bir vaka kabul edecek olsan Londra'da kalırdın. | Open Subtitles | لو ورطت نفسك بالقضية لكان حالك بالضبط كما لو كنت في لندن |
Bu vakaya bakamayacak kadar hamile olduğumu söyleyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | اسمع,أعلم ما ستقوله سلفا أنني قريبة جدا لكي أشارك بالقضية |