"بالقيام" - Traduction Arabe en Turc

    • yapmaya
        
    • yapmak
        
    • yapmama
        
    • yapmasına
        
    • yaparak
        
    • yapmana
        
    • yapmamıza
        
    • yapma
        
    • yapmam
        
    • yaparken
        
    • yapmasını
        
    • yapmaktan
        
    • izin
        
    - İşimi yapmaya çalışıyorum. - İki işte daha çalışarak mı? Open Subtitles فقط احاول القيام بعملي , سكوت بالقيام بأكثر من وظيفتين ؟
    Sayın Yargıç, görülüyor ki, çok bilmiş savcımız araştırma yapmaya tenezzül bile etmemişler. Open Subtitles حضرة القاضي يبدو أن المدَّعي العام المثقَّف لم يكلِّف نفسه بالقيام بأي بحث
    Hiç bir şey yapmak veya hiç bir yere gitmek istemiyor. Open Subtitles كما انها لا ترغب بالقيام باي شيء ولا الذهاب لاي مكان
    Yani, sadece kendi başınıza yapmak bu ki onlar, ha? Open Subtitles اذاً , انتم ستقومون فقط بالقيام بذلك على مسئوليتكم ؟
    Eğlenceli olan hiçbir şey yapmama asla izin vermez. Open Subtitles لا يسمح لي أبداً بالقيام بأي شيء به مرح.
    Başkasının yapmasına izin veremezsin, ... yoksa ağabeyin zarar görür. Open Subtitles لا يمكنك السماح للغير بالقيام بذلك وإلا سيتأذى أخيك
    Çünkü böyle yaparak onun gücünü alıyorum ve kırılganlığımın teşhiri de bazı durumlarda diğer erkeklere aynısını yapma yolunu açabilir. TED لأن القيام بذلك أسلبُ بعيدا قوتها، ويظهرُ ضعفي ويمكن في بعض الحالات أن يعطي الرجال الآخرين الإذن بالقيام بنفس الشيء.
    Ama o zaman sürecinde polislik yapmana izin veremem. Open Subtitles لكن في الوقت نفسه لن أسمح لكما بالقيام بعمل الشرطة
    Yeni teknoloji interaktif erotik yazılımlarda çok yeni ve heyecan verici şeyler yapmamıza izin veriyor. Open Subtitles التكنولوجيا الجديدة تسمح لنا بالقيام بأشياء مثيرة جداً باستخدام برامج الرذيلة التفاعليـّة
    Sayın Yargıç, görülüyor ki, çok bilmiş savcımız araştırma yapmaya tenezzül bile etmemişler. Open Subtitles حضرة القاضي يبدو أن المدَّعي العام المثقَّف لم يكلِّف نفسه بالقيام بأي بحث
    bunu yapmaya başlasaydı, tüm istihbarat sistemini tepeden tırnağa yeniden tasarlamak zorunda kalırdık. TED بالقيام بما أفعله سيتوجب علينا إعادة تصميم نظام المخابرات بأكمله من الألف إلى الياء.
    O zaman aynı şeyi yapmaya başladık. TED ثم، أعتقد بأننا قد بدأنا بالقيام بنفس الشيء.
    "yapmak istediğini yap!" demeye başladığın gün... - Seni seviyorum. Open Subtitles اليوم الذي تبدأ فيه بإخبارهم بالإستمرار بالقيام بما يقومون به
    Aşk üçgeninden uzaklaşmak için mi yana yakıla benimle bu işi yapmak istedin? Open Subtitles أولهذا رغبت جداً بالقيام بهذا معي؟ لكي تتجنبي أحبائك بمثلث الحب خاصتكم ذاك؟
    Her neye ihtiyacın varsa onu yapmak için bütün hayatımı sana adadım. Open Subtitles لقد وظفت حياتي كلها لك، بالقيام بأي شيء احتجت مني القيام به
    Valinin bana verdiği görevi yapmama izin verileceğini umuyordum. Open Subtitles أتوقع السماح لي بالقيام بالمهمة المخصصة إلىّ من قِبل المحافظ
    Neler oluyor? Barney yukarı çıkıp Marshall'ın yapmasına bile izin vermeyeceğim şeyleri yapmak ister misin bana? Open Subtitles هيه ، بارني ، هل تريد الصعود الى الاعلي والقيام ببعض الاشياء ، التي لن اسمح لـمارشال بالقيام بها؟
    Bunu yaparak, orjinal detayı kaybetmiyorum. Aslında, geçmişi kayıt bile ediyor olabilirim. TED بالقيام بذلك، لا أفقد البيانات الأصلية. في الواقع، قد أسجل التاريخ
    Bunu yapmana izin verdiğin de babanın kafasını yediğini düşünmüştüm. Open Subtitles لقد اعتقدت أن والدك لم يكن في عقله عندما سمح لك بالقيام بذلك
    Yeni teknoloji etkileşimli erotik yazılımlar da çok yeni ve heyecan verici şeyler yapmamıza izin veriyor. Open Subtitles التكنولوجيا الجديدة تسمح لنا بالقيام بأشياء مثيرة جداً باستخدام برامج الرذيلة التفاعليـّة
    Beni, buna yapmam için kandırdığına inanamıyorum. Bu bursu asla alamayacağım. Open Subtitles لا أصدق أنك أقنعتني بالقيام بهذا لن أحصل على تلك المنحة
    Deney yaparken, tıpkı sahenede yapmak gibi her zaman size sağlanmış, doğrular üzerinden hareket edersiniz. TED لكنك دائما تشتغل انطلاقا من الحقائق التي وفرتها لنفسك بالقيام بالتجارب: الأمور التي قد تقوم بها على الخشبة.
    Beni eve götüren polisten test yapmasını istedim. Open Subtitles انا طلبت من الشرطى الذى وصلنى الى البيت بالقيام بذلك
    yapmaktan hiç de hoşlanmadığım şeyleri de yaptılar ve tamamen farklı amaçları vardı. TED و قاموا بكل الأشياء التي لم أكن مهتماَ بالقيام بها، و لكن كانوا يملكون أهدافاَ مختلفة تماماَ.
    Mağazanın bize o tarz bir deneme için izin vereceğini sanmıyorum. Open Subtitles لا أظنّ أنّ المتجر سيسمح لنا بالقيام بذلك النّوع من الاختبارات

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus