Bana bir kelime verin, o kelimeyi alıp... içinde o kelimenin yer aldığı bir şiir yazayım. | Open Subtitles | نعم ، ستخبروني بالكلمة وسأكتب لكم قصيدة تحوي هذه الكلمة |
Yakma töreni falan ayarladıkları yok. O kelimeyi bile kullanmıyorlar. | Open Subtitles | لن يوافقوا على الحرق لا يعترفون بالكلمة حتى |
- Nereden buldun o kelimeyi? - Ne bileyim, öyle ağzımdan çıktı. - İnanılmaz sinirliydim. | Open Subtitles | ـ من أين جئت بالكلمة ـ لا أعلم، لقد جاءت وحسب |
"O kelimeyi söyle." Resmi hatırladı ve suçla birleştirdi ve geride bir şey... - ...bırakıldığını hissetti. | Open Subtitles | "أنطق بالكلمة"، لقد تذكّرت الصورة وربطتها بالجريمة وشعرت بأنّ ثمّة شيء تمّ تركه |
Kadın konuşurken, ...acı yerine kelimeyi hissederdim. | Open Subtitles | -عندما تحدثت، كنت أشعر بالكلمة بدلاً من الألم. |
Her bir kelimeyi söylemeden önce düşün. | Open Subtitles | فكر بالكلمة قبل أن تقولها |
O kelimeyi fısıldamaya cüret edersiniz: | Open Subtitles | تتجاسرين على الهمس بالكلمة |
Sihirli kelimeyi söylemedin. | Open Subtitles | لم تنطقي بالكلمة السحرية |
Sihirli kelimeyi söylemedin. | Open Subtitles | لم تنطق بالكلمة السحرية |