Ve aslında, şekildeki beyin kurdelasının dışında kalan bu kırmızı bölgeler tamamen kapanana dek giderek daha da mavileşiyor. | TED | و بالفعل، ما نراه هو أن هذه المناطق باللون الأحمر حول الشريط الخارجي للدماغ تزرق تدريجياً حتى تنطفئ تماماً |
Cumhuriyetçi seçmenin, kırmızı ya da mavi giyen kadınlara oy verdiğini keşfettik. | Open Subtitles | لقد وجدنا أن الناخبون الجمهوريون يستجيبون أكثر للمرشحة باللون الأحمر أو الأزرق |
İşte Birleşik Devletler, gördüğünüz gibi tüm noktalar kırmızı. | TED | لذا يمكنك مشاهدة: ها هنا نحن في الولايات المتحدة.، وكلها تأتي باللون الأحمر. |
İşte benim şehrimin New York'un sel baskınlarını kırmızıyla gösteren bir haritası. | TED | وفيما يلي خريطة لمدينتي، مدينة نيويورك ، مع عرض غمر باللون الأحمر. |
- Sonra da kızıla boyattım. | Open Subtitles | - صبغت شعرى باللون الأحمر بعض الوقت أيضا |
Kırmızılar adamın binaları. | Open Subtitles | عماراته تلك التي باللون الأحمر |
Hâlâ kırmızı olan ülkeler var. | TED | نعم، هناك بعض الدول التي لا تزال باللون الأحمر. |
kırmızı ve yeşil çizgilerden oluşan grafik birbirine uymayan farklı bileşenleri gösteren grafiktir. | TED | أما الرسم باللون الأحمر والنقط الخضراء، التي توضح مكونات مختلفة من البيانات وتقارنها ببعضها البعض. |
Ve burada bir örnek görebilirsiniz, beyinden gelen fiberleri kırmızı ile işaretlediğimiz yerleri. | TED | وهنا يمكنكم رؤية أحد الأمثلة حيث قمنا بتعليم الألياف القادمة من الدماغ باللون الأحمر |
2010 yılı büyük kuraklığı burada görülüyor. kırmızı yer, Batı Avrupa büyüklüğünde bir alan. | TED | الجفاف الكبير الذي حدث في العام 2010 يظهر هنا باللون الأحمر يظهر منطقة تقريبا حجمها مثل حجم أوروبا الغربية |
Örneğin, 2010'daki kuraklık sonrası ölen ağaçlar kırmızı ile gösterilmiştir. | TED | على سبيل المثال، هذه هى كل الاشجار الميتة والتي باللون الأحمر والتي ماتت بعد الجفاف في عام 2010. |
Şu an her birinin 1 yüzü kırmızı boyalı 6 yanal kübünüz oldu. | TED | الآن لديك المكعبات المتوسطة الستة التي تحتوي كل منها على وجه واحد باللون الأحمر. |
kırmızı ülkeler net kalori ithalatçıları. | TED | البلدان باللون الأحمر هم مستوردي صافي السعرات الحرارية. |
Birleşik Devletler'den yaptığımız kırmızı, beyaz ve mavi bir baskı. | TED | هذه لوحة للولايات المتحدة باللون الأحمر والأبيض والأزرق |
Belgenin kırmızı ile gözüken bölümleri anlaşılamayacak şekilde. | TED | كل أجزاء المستند باللون الأحمر ليست واضحة. |
Süre uzatımı isteyenleri kırmızı ile işaretledim. | Open Subtitles | ظللتُ باللون الأحمر تلك التي بحاجة لتجديد |
İkincisi bacaklarını ayırdığında, karbeyazı teni fesrenginden(koyu kırmızı) ziyade,vişne kırmızısına dönüşmüştü. | Open Subtitles | الثانية بسطت ساقيها وجسدها توهج باللون الأحمر المائل إلى الوردي |
Güneşi göremiyordum, ama güneşin bulunduğu yönde sis kırmızı biçimde parlıyordu. | Open Subtitles | لم أستطع رؤية الشمس ولكن الضباب كان يتوهج باللون الأحمر فى اتجاهها |
Aslında hediyeyi görebiliriz, burada kırmızıyla gösteriliyor şu an erkekten dişiye aktarılıyor. | TED | يمكننا في الواقع أن نرى الهدية تظهر هنا باللون الأحمر وقد عبرت من الذكر إلى الأنثى. |
Onu bağışlarsın, ben de gelirim ve tüm şehri Vatansever kanıyla kızıla boyarız. | Open Subtitles | سلّموني إيّاه ثمّ ...سأعود لنطلي المدينة باللون الأحمر بدماء الوطنيين |
Kırmızılar içinde daha güzel gözüküyor. | Open Subtitles | يبدو أفضل باللون الأحمر |
Burda kırmızıyla gösterilen yer prefrontal korteks. | TED | هنا لدينا قشرة الفص الجبهي وهي مضاءة باللون الأحمر |
Ollie, lanet bedenindeki her deliğin kırmızıya dönmesini istiyorum! | Open Subtitles | أريد كلّ فوهة في جسده الداعر تَمتلىء باللون الأحمر |