Sabah geçmesine izin verdiği güzel anne var ya? | Open Subtitles | الأم الجميله التى سمح لها بالمرور هذا الصباح؟ |
Bu asker orada durmuş, kucağında bebeği olan babaya bakıyor ve bu adamı aramalı mıyım yoksa gerek yok mu yada geçmesine izin versem mi vermesem mi kararını veriyor. | Open Subtitles | يقف هناك مواجهاً أب ممسك بطفلته أفكر، هل فتشه ام لا هل سمح له بالمرور ام لا |
Sizinle tartışmak istemiyorum, Ekselansları, geçmeme izin verin. | Open Subtitles | لا أرغب بأن أتجادل مع سعادتك أسمح ليّ بالمرور |
Kalenizden Geçmemize müsade ederseniz, bütün bu hazineler sizin olur. | Open Subtitles | إذا سمحت لنا بالمرور خلال قلعتِكَ، كُلّ هذه الكنوزِ لك. |
Ork sakani eglenceli buldu ve geçmene izin verdi. | Open Subtitles | لقد أعجبت دعابتكَ الغول وبالتالي سيسمح لك بالمرور |
Bu yol, her noktaya yalnızca bir kez uğranarak izlenen bir güzergâhtır. | TED | وهو مسار يقوم بالمرور على جميع النقاط ولمرة واحدة فقط. |
Bırakın da geçeyim. Beklemek durumunda. Şu an geçişe izin veremeyiz. | Open Subtitles | عليكم الإنتظار قليلاً لا أستطيع السماح لأي أحد بالمرور الآن |
Müttefiklerin onun geçişine asla izin vermeyeceklerini biliyordu. | Open Subtitles | كان يدرك أن الحلفاء لن يسمحوا له بالمرور أبداً |
Hayır. Aslında, bu civardaydım, bir uğrayayım dedim. | Open Subtitles | لا، في الواقع، كنت في الحي لذا فكرت بالمرور قليلاً |
Ambulansın da geçmesine izin vermiyorlar. | Open Subtitles | انهم لا يسمحون لسيارة الإسعاف بالمرور سواء. |
Geçen sefer geldiğinde sorgusuz... ... geçmesine izin vermiştin. | Open Subtitles | عندما كانت هنا من قبل سمحت لها بالمرور بسرعة |
Amacı hançeri güvende tutmaksa o zaman belki hançeri elinde tutan insanın geçmesine izin verir? | Open Subtitles | بما أنّه مصمّم لإبقاء الخنجر بأمان فربّما يُسمح لحامله بالمرور |
Daha önce geçtim, geçmeme izin verdi. | Open Subtitles | لقد عبرته مسبقاً. و لقد سمح ليّ بالمرور. |
Eğer pozitron yayılımını değiştirmeyi planlamıyorsan geçmeme izin vermelisin. | Open Subtitles | إلا إذا كنت تخطط لإعادة ترتيب انبعاثات البوزيترون خاصتك, ستكون مضطراً للسماح لي بالمرور. |
Eğer benim geçmeme izin vermezseniz, bu yüzden o çekip gider. | Open Subtitles | - امريكا بالفعل اذا لم تسمح لي بالمرور |
İznimiz var ama Geçmemize müsade etmiyorlar. | Open Subtitles | لدينا تصريح ولكن لا يسمحون لنا بالمرور |
Selam. Korumalar Geçmemize izin verdi. | Open Subtitles | مرحبا، لقد سمح لنا الحراس بالمرور |
Naruto, burayı geçmene izin veremem. | Open Subtitles | ناروتو، لن أسمح لك بالمرور من هنا |
Herkes kenarda dursun lütfen, ekiplere yol açın. | Open Subtitles | اطلب من الجميع الأبتعاد عن الطريق للسماح لهؤلاء الرجال بالمرور |
Hey, sen oradaki akordeonlu! geçeyim. geçeyim. | Open Subtitles | مهلا ، أنت هناك مع الأكورديون اسمحوا لي بالمرور ، اسمحوا لي بالمرور |
Ruslar nihayet konvoyun geçişine izin verdi. | Open Subtitles | الروس سمحوا أخيراً (للقافلة بالمرور .. (روبرت |
Başka bir iş için buraya gelmişken uğrayayım dedim. | Open Subtitles | لقد كنت هنا بشأن قضية أخرى ففكرت بالمرور عليك |
- Hayır. - Gitmeden önce buraya uğrayıp seninle tanışacağına söz verdi. -Sana hayır dedim. | Open Subtitles | ـ كلا ـ لقد وعدنيّ بالمرور عليّ و أصطحابيّ ـ قلتُ كلا |
- Pekala. Uğramama izin verdiğin için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً لك لسماحي بالمرور عليك |
Adamımız kendi frekansını, katı objelerin içinden geçmesini sağlayacak şekilde değiştirmiş olabilir. | Open Subtitles | رجلنا قد تكون لديه القدرة على تحويل تردده بما يكفي للسماح له بالمرور عبر الأجسام الصلبة مثل المياه من خلال مصفاة |