Ve Michigan Eyaleti Problemi kabullenmeye bunu düzeltmek için adım atmaya zorlandı. | TED | وبالتالي اضطرت ولاية ميتشيغان للاعتراف بالمشكلة واتخاذ خطوات لحلها. |
Problemi kabul etmek onunla başa çıkabileceğiniz anlamına gelmez. | Open Subtitles | الإعتراف بالمشكلة لا يعني . أنك تستطيع التحكم بها |
Bana sorunun ne olduğunu söylemezsen sana yardım edemem. | Open Subtitles | لا أستطيع مساعدتكَ إن لم تخبرني بالمشكلة ؟ |
Şimdi yavaşça konuşmalı ve bana sakince sorunun ne olduğunu söylemelisin. | Open Subtitles | أريدك أن تكلّمني ببطئ وهدوء شديدين، وأن تخبرني بالمشكلة. |
Sana sorunu söyleyeyim sorun şu, bütün bu pisliği derhal geri götüreceksin. | Open Subtitles | حسناً سأخبرك بالمشكلة المشكلة هي أنك ستعيد كل هذه القمامة حالاً هيا |
sorunu çıkaran benim çünkü ve evimdeki bütün lüks eşyaları sana geri vereceğim. | Open Subtitles | لأنني أنا من تسبب بالمشكلة وكل هذه الأغراض الفخمة في المنزل، خذهم معك |
Boş ver. O kadar büyük mesele değil. | Open Subtitles | أنسى هذا ، إنها ليست بالمشكلة الضخمة |
Karşısına sorunla değil çözümle çıkmak istiyorsun. | Open Subtitles | أوه أنت تريدين الذهاب إليه بالحل وليس بالمشكلة |
Sadece üzerinde çalışağınız Problemi öğrenip geciktirmeye başlayınca, görev zihninizin derinliklerinde aktifken beyniniz üretmeye başlıyor. Geciktirmek size, | TED | فعندما يتم إخبارك بالمشكلة التي سوف تعمل على حلها، حينئذ تبدأ بالمماطلة، لكن المهمة لا تزال حية في عقلك، وتبدأ في تطويرها. |
O yüzden bodrumdaki Problemi hallettiğini söylediğinde sözüne güvendim. | Open Subtitles | لذا عندما أخبرتني أنك ستتعامل بالمشكلة التي في الطابق السفلي أخذت ... |
Tumblr'da kalkülüs etiketini takip edin ve evet, kalkülüsten şikayet eden insanlar göreceksiniz, ama aynı zamanda, o şikayetleri sayfalarında paylaşıp kalkülüsün güzel ve ilginç olduğunu savunan ve çözmesi imkansız sandığınız o Problemi düşünmek için bir yol gösteren insanlar da göreceksiniz. | TED | تابع وسم التفاضل والتكامل على تمبلر، نعم، ستجد أشخاصاً يتذمرون من التفاضل والتكامل، لكنك ستجد أيضاً أشخاصاً يعيدون تدوين هذه الشكاوى، يفتحون الجدال بأن التفاضل والتكامل جميل وممتع، وإليك طريقة للتفكير بالمشكلة التي كنت تجدها غير قابلة للحل. |
O Problemi saptırıyor. | Open Subtitles | أنه يتسلي بالمشكلة. |
Sana Problemi söyleyeyim. | Open Subtitles | سأخبرك بالمشكلة |
Bence bu sorunun cevabı, fazla kafa yormamak. | Open Subtitles | أعنى ، أن هذ ليست بالمشكلة الكبيرة |
sorunun kaynağını görmemizi sağlayacak. Umarım. | Open Subtitles | هذا ما سيخبرنا بالمشكلة آمل هذا |
sorunun kaynağını görmemizi sağlayacak. Umarım. | Open Subtitles | هذا ما سيخبرنا بالمشكلة آمل هذا |
- sorunun köpekse bunu Bill'le halledeceksin. | Open Subtitles | لديك مشكلة مع الكلب , عليك مناقشته بالمشكلة . |
Böyle bir olayda, sorunu öğrendikten sonra 1 yıl içinde dava açmak zorundasınız. | Open Subtitles | ففي قضية كهذه لديكعامواحدفقط ... لتقدم دعوى ... بدءاً من لحظة معرفتك بالمشكلة |
Halüsinasyon, karışmış beyninin sorunu mantıklı hale getirme yolu. | Open Subtitles | الهلوسة هي طريقة دماغك المتضرر للتفكير بالمشكلة |
Ve o kişi her kimse, sorunu kendi başına çözmek istemiş. | Open Subtitles | أياَ كان هو فقد أراد الأعتناء بالمشكلة بنفسه |
- Gerçekten bu kadar önemli bir mesele değil, Dan. | Open Subtitles | -إنها ليست بالمشكلة الكبيرة يا دان |
Pekala, bu mesele size emanet. | Open Subtitles | حسـنا رجاءا اعتني بالمشكلة |
Bu sorunla hala karşı karşıya. | Open Subtitles | واجهها بالمشكلة |
Bu sorunla hala karşı karşıya. | Open Subtitles | واجهها بالمشكلة |