"بالمضي" - Traduction Arabe en Turc

• devam

Tıbbi testleri yalnızca Albay MacNamara durdurabilir ve o da devam etmemizi söyledi.
الوحيد الذي يمكنه إيقاف الاختبارات هو العقيد ماكنمارا، و لقد أمرنا بالمضي قدما

Ona güvenilirliğini artırmana ek olarak devam edip etmeme arasında kalacak.
وبالإضافة إلى تعزيز مصداقيتك معه سيجعله يشك بالمضي قدماً أم لا

Her şey, hayatta kalacak,... ...kavga edecek, zihinsel sınırları zorlayacak... ...ve devam edecek güce sahiptir.
شيء يدفع برغبتك الى البقاء الى الحد الاقصى .. يدفعك للقتال .. للتغلب على الصعاب الفكرية لكي تستمر بالمضي قدماً ..

Aynı göğüs kanseri hikayesinde olduğu gibi, araştırma yapılıyor, bilinçlilik arttırılıyor, işe yarıyor, sadece devam ettirmeniz lazım.
كما في قصة سرطان الثدي نقوم بالبحث، ننشر التوعية سننجح، علينا فقط بالمضي قدماً

İkinci varsayım ise devam etmemiz.
الافتراض الثاني هو أننا سنستمر بالمضي قدماً.

Yanimdan hizla geçip tek kelime etmeden yoluna devam ediyordu yanimdan öylece geçip gitti.
مر بجانبي و لم يقل أي شيء و استمر بالمضي

İnsan ırkı ilerlemeye devam ediyor, değişmeye devam ediyor.
الجنس البشري يستمر بالمضي قدماً، يستمر بالتغير

Böyle mi devam etmek istiyorsunuz?
هل هذه الطريقة التي ترغبين فيها بالمضي قدماً

Bu şekilde teselli bulmalıyız. Hayatımıza devam etmek zorundayız.
ويجب أن نقبل بذلك، ونبدأ بالمضي في حياتنا.

Birbirlerine layıklar zaten. Önem verdiğin birinin, senden önce hayatına devam etmesi zor geliyor.
إنه لمن الصعب عندما يقوم شخص تهتمين لأمره حقاً بالمضي قدماً قبلك

Eğer bu yolda devam edersen artık seni koruyamam.
إذا استمريت بالمضي قدماً في هذا الطريق فلن أكون قادراً على حمايتك

Tatlım... sen değişeceksin, büyüyeceksin ve hayatına devam edeceksin.
عزيزتي .. أنتِ سوف تتغيرين و تنضجين وتستمرين بالمضي قُدُماً

Hepimiz yolumuza devam etmeliyiz artık.
انت تعلم بأنه حان الوقت لنا جميعا بالمضي قدما

Hayatına devam et çünkü kefaret için hâlâ bir şansın var.
استمر بالمضي للأمام، لأنك مازلت تحظى بفرصة لإستعادة كرامتك

Tamam, ilerlemeye devam et Doğum Günü Kızı.
حسناً , استمري بالمضي يا فتاة عيد الميلاد

O yüzden doktorun planına devam etmesine izin vereceğim ama küçük bir değişiklik yapacağım.
لذلك سأسمح للطبيب بالمضي في خطّته لكنّي سأدخل تعديلاً طفيفاً

New York Yankees, 11 Eylül'den bir hafta sonra sahalara çıkarak hayatın devam ettiğini bize göstermişti.
عندما فاز فريق نيويورك يانكيز بأسبوع بعد أحداث 9\11 سمحوا لنا بالمضي قدما في حياتنا

Buna tutunman gerek bebeğim, çünkü... içinde bulunduğum bütün durumlarda devam etmemi sağlayan şey... her zaman sahip olduğum için minnettar olduğum şeylerdi.
عليكِ بالتماسك يا حبيبتي ، لأنّهُ في جميع الظروف السيّئة التي وقعتُ فيها ، الشيء الوحيد الذي جعلني أستمرُ بالمضي قُدما

Bu insanların duygularının önemsenmemiş, ihmal edilmiş ya da yanlış anlaşılmış hatta bir düğmeye basılmış gibi etrafındaki herkes devam ederken hayatları hızlandırılmış hissetmesini sağlar.
وستجعل المصابين يشعرون بالنقص، والتهميش، وسوء الفهم، كما لو أن أحدهم ضغط زر الإيقاف على حياتهم بينما يستمر باقي العالم بالمضي من حولهم.

Sadece devam etmeliyiz.
نحتاج فقط لأن نستمر بالمضي قدماً