"بالنساء" - Traduction Arabe en Turc

    • kadın
        
    • kadınlara
        
    • kadınlarla
        
    • kadınlar
        
    • kadınları
        
    • kadınların
        
    • kadınlardan
        
    • kadınla
        
    Bir adaya adam yasaklamak güzel kadın ile dolu ve hala yakınıyor. Open Subtitles لا أصدق هذا أنفى الرجل لجزيرة مليئة بالنساء الجميلات ومازال يتذمر ؟
    Yani hayatı boyunca diğer kadınlara bakacak birisiyle mi evleneceğim? Open Subtitles أيفترض علي أن اتزوج من شخصاً يحدق بالنساء لبقية حياتي؟
    Tam da istediğim tipte kadınlarla dolu güzel, zengin, evli ve mutsuz. Open Subtitles مليئة بالنساء اللاتي أفضلهنّ جميلات , ثريات , متزوجات و غير سعيدات
    Yerinizde olsam kadınlar hakkında ne konuşur ne de düşünürdüm. Open Subtitles لو كنت مكانكما , لما كنت سأتحدث أو أفكر بالنساء
    kadınları taciz etme evresi ve polisle başını belaya sokması. Open Subtitles مرحلة التحرش بالنساء والتورّط مع رجال الشرطة وجميع تلك الأشياء.
    Yeni boşanmıştı, değil mi? Yani kadınların yanında gergin? ! Open Subtitles لقد طلق لتوه من المحتمل انه عصبي ما يختص بالنساء
    Sen bizim, bir ibadethanede kadın avına çıkmamızı önermiyorsun, değil mi? Open Subtitles أنت لا تقترح أن نتحرش بالنساء في مكان عبادة، أليس كذلك؟
    Zaten o model bir silahın hep... kadın silahı olduğunu düşünürdüm. Open Subtitles لطالما تراءى لي طراز ذلك المسدس لائق أكثر بالنساء بأي حال.
    Bu, lider kadın katili. TED لذا فإن هذا يعتبر من الأمراض الأكثر فتكاً بالنساء
    Eğer yapabilselerdi, striptiz kulüplerine gidip çıplak kadınlara para fırlatırlardı. Open Subtitles إن إستطاعوا، لذهبوا إلى نوادي التعرّي وألقوا المال بالنساء العاريات
    Kara Kale'de kaldım ama, orada da kadınlara izin yoktu. Open Subtitles لقد مكثت فى القلعة السوداء لم يكن مسموح بالنساء هناك
    kadınlardan biri, “Küçük bir kız olarak, kilisedeki güzel şapkalı kadınlara hayranlık duyardım. TED وهناك اقتباس من أحدى تلك النساء وهي تتكلم عن، كطفلة صغيرة, كنت لأعجب بالنساء في الكنيسة مع قبعاتهن الجميلة
    Az sonra sokaklar yüksek topuklularını taşıyarak evlerine yürüyen ağlayan kadınlarla dolup taşacak. Open Subtitles قريباً، ستكون الشوارع مليئة بالنساء الباكيات وهن يمشين للبيت ويحملن أحذيتهن في أيديهن
    Duyarlılığını ve romantik yanını saklıyor, çünkü Rusya'da erkekler arasında romantik olmak havalı değildir, onun yerine kadınlarla çevrelenip agresif bir Hulk gibi görünmek havalıdır. TED يخفي أحاسيسه وجانيه الرومانسي، لأنه في روسيا، عند الرجال، ليس جيدا أن أن تبدو رومانسيا، لكنه من الجيد أن تحاط بالنساء وتبدو مثل هالك العنيف.
    Ne aptalım. Senin başka kadınlarla ilgilendiğini hiç fark etmemişim. Open Subtitles لم أدرك من قبل أنك مهتم جداً بالنساء الأخريات
    Çünkü verileri gösteriyor ki, herşeyden önce -- başarı ve başkaları tarafından sevilmek erkekler için doğru orantılı iken kadınlar için ters orantılı. TED لأن ما تظهره البيانات قبل كل شيء، شيء واحد، وهو ان النجاح والاعجاب مرتبطان ايجابيا بالرجال وسلبيا بالنساء.
    Ne yazık ki, Platon kadınlar konusunda tutarsızdı, başka yerlerde onları çocuklara benzetiyordu. TED للأسف، كانت علاقة أفلاطون بالنساء غير منسجمة، فقد شبه النساء بالأطفال.
    Daha dün, onun resmini kadınlar sayfasına koydum. Open Subtitles بالأمس فقط , وضعتُ صورتها في الصفحة الخاصة بالنساء في الصحيفة
    Göğüs kanseri, dediğimiz gibi, kadınları öldürüyor, ama kalp hastalığı çok daha fazlasını öldürüyor. TED سرطان الثدي، كما قلنا يفتك بالنساء لكن أمراض القلب أكثر فتكاً بكثير
    Sonrasında Britanya Derneği, kadınları tam üye olarak kabul eden en büyük ulusal bilim organizasyonlarından ilki olacaktı. TED ستصبح المؤسسة البريطانية بعد ذلك أول منظمة علمية وطنية كبرى في العالم تعترف بالنساء بصفتهم أعضاء كاملات العضوية.
    Bu oda uyku bozukluğu çeken kadınların salonu. TED هذه الغرفة مليئة بالنساء المحرومات من النوم
    Korkularından tuvalete yalnız gidemeyen bir sürü kadınla yaşıyorum ben. Open Subtitles لدىّ بيت ملىء بالنساء الخائفات من الذهاب إلى المِرحاض وحدهُنّ.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus