Kör insanlar için tehdit teşkil eden şeyler körlükten ziyade daha çok insanların körlük hakkında önyargıları. | TED | إن الانطباعات حول العمى هي أكثر إخافة بالنسبة للأشخاص العُمي من العمى نفسه. |
-Onlarla arkadaş olmak zorunda kalacak olan insanlar için üzücü değil. | Open Subtitles | حسناً هذا ليس محزناً بالنسبة للأشخاص الذين يريدون مصادقتهم |
Bizim gibi insanlar için ha asillerin himayesi ha Japonlarin, ne fark eder ki. | Open Subtitles | بالنسبة للأشخاص الذين مثلنا نفس الشيء اذا عشت نبيلاً أو أصبحت محل للسخريه |
O senin annen, ama benim yaşımdaki insanlar için dişi bir efsane. | Open Subtitles | أعني, بالنسبة لك, فهي والدتك, لكن بالنسبة للأشخاص الذين بعمري إنها أسطورة مُثيرة. |
Normal insanlar için garip olan bir şey senin için normaldir. | Open Subtitles | ان كان شيىء ما غريب بالنسبة للأشخاص العاديين فهو عادى بالنسبة لك |
Yani, yılın bu zamanları duygusal insanlar için zordur-- | Open Subtitles | أعني ، هذا وقت صعب من العام بالنسبة للأشخاص الذين لديهم مشاعر، و |
Sizin gibi insanlar için, aşk beyninize yediğiniz bir mermi. | Open Subtitles | بالنسبة للأشخاص مثلك، الحب هو رصاصة في الدماغ. |
İnsanlar için benim yaşım tamamen normal. | Open Subtitles | هيا لكن بالنسبة للأشخاص عمري انها طبيعي تماما. |
Carders olarak bildiğimiz insanlar için altın dönem yaşandı. | TED | و قد كانت عشرة أعوام من الاحتفالات بالنسبة للأشخاص الذين يعرفون لدينا بـ "مخترقي البطاقات". |
Örneğin hastanelerde çalışan insanlar için bazı hastaneler hem mesaileri korumak hem de karışmayı önlemek adına böyle bir programa geçtiler. | TED | بالنسبة للأشخاص الذين يعملون في مناوبات المشافي، تبنّت بعض المشافي هذه الخطة بحيث أمكننا أن نحمي المناوبات ونتجنّب الخلط بينها. |
- 80, öyleyse. - Normal insanlar için. | Open Subtitles | ــ 80 ــ بالنسبة للأشخاص العاديين |
Yani bu dört-10 stratejisi aslında bugünlerde hayatını kazanabilen ya da en azından ne kadar çalışıp ne kadar karantinada kalacakları konusunda kendi kararlarını verebilen insanlar için karantinayı daha baş edilebilir kılıyor. | TED | ولذلك فإن هذه الاستراتيجية يمكن أن تُسهّل تحمّل إجراءات الإغلاق هذه بالنسبة للأشخاص الذين يتوجب عليهم العمل لكسب قوت يومهم في هذه الفترة، أو على الأقل اختيار مجموعة من الأشخاص ليعملوا وأخرى لتبقى في الحجر. |
İşimde taktığım diğer şapkayı da bir eylemci olarak bir hasta sözcüsü olarak -- yada bazen söylediğim gibi, sabırsız bir savunucu olarak -- doktorların hastası olan insanlar için kullanıyorum. | TED | القبعة الأخرى التي أرتديها في عملي تمثلنى كناشطة نسائية ، كداعمة للمرضى -- أو ، كما أقول في بعض الأحيان ، كمدافعة عن قليلى الإحتمال -- بالنسبة للأشخاص الذين هم مرضى الأطباء . |
(Kahkahalar) Biz, cinsiyet spektrumu süresince, şiddet tehditlerine, kendi kurallarına göre yaşayan insanlar için hep var olan gerginliğin etkisine rağmen kendi gerçek benliklerini yaşayan insanların oluşturduğu bir topluluğun parçasıyız. | TED | (ضحك) نحن جزء من مجتمع أناس يعيشون ذواتهم الأصيلة ضمن طيف الجنسين، على الرغم من التهديد الماثل بالعنف، على الرغم من تيار القلق المستتر الحاضر دوماً بالنسبة للأشخاص الذين يعيشون حسب رؤاهم الخاصة. |