Bütün bu bebek konuşmaları kendimi yetersiz hissettiremeyecek. | Open Subtitles | لن أشعر بالنقص بكل هذا كلام عن الأطفال الرضع |
Sana attığım şiddetli yumruktan sonra,_BAR_kendini yetersiz hissetmeni istemedim. | Open Subtitles | لا اريد ان اشعر بالنقص بعد هذة المسابقة العقلية |
İnsan ırkı kendini yetersiz hissetsin diye uzaylılar tarafından gönderildin. | Open Subtitles | لقد أرسلتك الكائنات الفضائية لإشعار البشرية بالنقص |
Yanında olmadığımda kendini eksik hissetmemen değil de aslında seni korkutan biri miyim? | Open Subtitles | ليس الأمر فقط، بأنني عندما أكون بجانبكِ تشعري بالنقص ولكنني شخص يجعلكِ تشعُري بالخوف و الرُعب |
Kendini eksik hissediyorsun çünkü onda Hırs, Olgunluk, Racon, Organizasyon kabiliyeti ve Zenginlik var. | Open Subtitles | أنت تشعر بالنقص لأن لديه الكثير من الوضوح, والإنتظام,السحر والذكاء, |
Çünkü döndüğün için artık kendimi yalnız ve tuzağa düşmüş hissetmiyorum. | Open Subtitles | لكي لا اشعر بالنقص وانا محاصر بهذا المكان السيء |
Hayatında böyle mükemmel olman ona kendini yetersiz hissettirdi. | Open Subtitles | لقد كانت فترة من الكمال في حياتك والتي جعلتني اشعر بالنقص |
Mutlu ve sağlıklı ailesi olan kadınlar kendisini yetersiz mi hissettiriyor? | Open Subtitles | مع شبكة مشاعر مقطوعة كليا ؟ لذا النساء مع عائلات صحية سعيدة يجعلوها تشعر بالنقص ؟ |
Niyetin o mudur bilmem ama yanında insanlar kendilerini yetersiz hissediyor. | Open Subtitles | لأنني لا أعرف إذ كنتِ تقصدين لكنكِ تجعلينهم يشعرون بالنقص |
Ah... yetersiz hissediyorsun Senininkinden daha meraklı bir ev görmek. | Open Subtitles | أنت تشعر بالنقص عندما ترى منزل أحدهم فاخراً أكثر من منزلك |
Kendimi artık yetersiz hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر بالنقص في ذلك الأمر، لا تقل ذلك |
Sen kendini yetersiz hissediyorsun Çünkü ben senden daha önce öğrendim. | Open Subtitles | إنك تشعر بالنقص لانني أتقنته قبلك |
Bak işte hayatında böyle mükemmel olman bana kendimi yetersiz hissettirdi. | Open Subtitles | اترين... لقد كانت فترة من الكمال في حياتك والتي جعلتني اشعر بالنقص |
Bu kadın kendini yetersiz, değersiz hissediyor. | Open Subtitles | تلك المرأة... انها تشعر بالنقص انها بلا قيمة |
Joel'la bir iş yapıyoruz ve ben daha iyi olduğumdan o yetersiz hissediyor. | Open Subtitles | نفعل أنا و"جول" ذلك الأمر معاً وأنا أفضل منه بكثير وأظن أنه يشعر بالنقص. |
William eksik kalmış gibi hissettiğini itiraf ediyor gibi. | Open Subtitles | يبدو ان ويليام كان مقتنعا انه يشعر بالنقص |
eksik hissetmiyorum. Benim bir parçamsan, seni geri istemiyorum. | Open Subtitles | لا أشعر بالنقص ،لو كنتِ جزء منـّي، فأنا لا أريدكِ أن تأسترجعكِ. |
Belki de ben.. erkekler olmadığında kendimi eksik hissediyorumdur. | Open Subtitles | ..تعرفين. ربّما أشعر بالنقص بلا رجل. |
Ve aniden eskisinden daha da eksik hissetmiştim. | Open Subtitles | وفجأه بدأت أشعر بالنقص أكثرمنقبل. |
Ama her seferinde yalnız ve kayıp duygularla uyanırdı. | Open Subtitles | لكن , دائما تستيقظ وبنفس الشعور بالنقص والخسارة |