Fare alıp onu kafese koyun ve ona iki şişe su verin: Biri sadece su ve diğeri eroin veya kokainle karıştırılmış su. | TED | الأولى ماء فقط والثانية ممزوجة بالهيروين أو الكوكايين. إذا فعلت هذا، سيُفضّل الفأر الماء الممزوج بالمخدرات، |
Kaliforniya çok güzel, eroin kullanan vahşi bir kız gibi. | Open Subtitles | إنها تشبه فتاة جميلة وجامحة ومنتشة بالهيروين |
Uyandığında cepleri eroin paketleriyle dolu olacak. | Open Subtitles | عندما تستيقظ.. تجد جيبها محشوا بالهيروين |
- Yanılmış olmayı isterdim ancak biri Peter Talbott'un salatasına eroin doldurdu. | Open Subtitles | أنا أفضل أن أكون مخطئ لكن شخص ما أعطى بيتر تالبوت سلطة بالهيروين |
eroinle başladı. Onu durdurmaya çalıştım. | Open Subtitles | بدأ بالهيروين حاولت جعله يتوقف |
Giysileri eroinli bir solüsyona daldırıyorsunuz | Open Subtitles | وتغرق الثياب بمحلول مركز منقوع بالهيروين |
Aynı, kullanıma hazır bir eroin bulursam onu kullanmayacağıma dair verdiğim söz gibi. | Open Subtitles | كما لو أني أوعدكِ أني لو وجدت حقنة مملوئة بالهيروين غدًا فلن أقوم بحقنها في ذراعي. |
- İyi, açamazsın ama ya ben açıp içinde eroin bulsam raporunda ne yazar? | Open Subtitles | حسناً.أنتِ لا تستطيعين فتحه. ولكن ماذا ستكتبين فى تقريرك لو فتحته و وجدته مليء بالهيروين. |
Meksika çölünün ortasındayım öldürülmüş adamlarla dolu bir kamyonu sürüyorum peşimden de bagajı eroin yüklü bir araba geliyor. | Open Subtitles | كنت في منتصف صحراء المكسيك أقود شاحنة مليئة بالجثث وتتبعني شاحنة مليئة بالهيروين |
Amerika'ya eroin getirdiğine dair isimsiz bir ihbar yaptı. | Open Subtitles | بأجراء مكالمة من مجهول حول مكان عمله بالهيروين في أمريكا |
Yavrusuna bakması gereken, onu koruması gereken baba kızının doğru düzgün nefes alıp almadığını kontrol etmek yerine damarlarına eroin vurmakla meşguldü. | Open Subtitles | الشخص الذي كان عليه أن يرعاها ويحمي طفلته. كان مشغولاً جدًا بحقن أوردته بالهيروين |
eroin almışa benziyor. | Open Subtitles | يبدو أنها بالفعل بسبب الحقن بالهيروين |
eroin dolu ölü bir kız bulduk. | Open Subtitles | وجدنا فتاة ميتة، مليئة بالهيروين. |
-Kanınızda eroin bulunduğu doğru mu? | Open Subtitles | هو صدق أنت وجدت بالهيروين في دمّك؟ |
eroin sorunum üç yıl öncesine dayanıyor. | Open Subtitles | مشكلتي بالهيروين يذهب ظهرا، ثلاث سنوات. |
eroin dolu ölü bir kız bulduk. | Open Subtitles | وجدنا فتاة ميتة، مليئة بالهيروين. |
İçi eroin dolu olan elektirik süpürgesinin nerede bulacağını anladı. | Open Subtitles | هو knewsome حيث في تلك البناية كان a مكنسة كهربائية الحقيبة ملأت بالهيروين. |
Bana her gün eroin şırınga ediyorlar. | Open Subtitles | إنهم يحقنونني كل يوم بالهيروين |
Her gün eroin enjekte ediyordum. | Open Subtitles | إنهم يحقنونني كل يوم بالهيروين |
eroinle başladı. Onu durdurmaya çalıştım. | Open Subtitles | بدأ بالهيروين حاولت جعله يتوقف |
Avcıların kafaları eroinle iyi olmuyor. | Open Subtitles | لا يمكن ان يـتاثر الصيادون بالهيروين |
- Brownstone afyon. Belushi de eroinli kola. | Open Subtitles | "براون ستون" يعنى حشيش "بلوشى" يعنى كوكايين ممزوج بالهيروين |