Kalkana kadar bekledim, sonra bir sağ sonra bacaklarının arasına bir tekme! | Open Subtitles | ، إنتظرته ينهض ، ثم باليمين ثم ضربة بين . السيقان، بعدها سقط |
Biletler bende ve bu vagonun sağ tarafında olacağım. | Open Subtitles | فهمت لدي التذاكر سأكون في هذه العربة باليمين |
Bu arada yalancı şahitlik yapmaktan itham edile bilinirsiniz. | Open Subtitles | و عندئذ سيدى, قد يتم اتهامك بالحنث باليمين |
Mutlaka tanrı huzurunda, bir şey bilmediğine dair yemin etmeli. | Open Subtitles | يجب أن تتمكن من الحلف باليمين أنها لاتعلم أي شئ |
Sol ayağınla yürümeye başla, Sol elinle topu sür, tamam mı? | Open Subtitles | حسنا خذ خطوه الى الخلف باليسار و صوبها باليمين |
Ona ulaşamayız. Zaten aleyhinde yalancı şahitlikten beş suç var. | Open Subtitles | مستحيل أن نصل اليه, و الآن أنت معرض ل 5 تهم بالحنث باليمين |
Ben yalan ifade vermekten iki yıl hapse çarptırıldım. | Open Subtitles | أما أنا فعوقبت بالسجن لعامين بتهمة الحنث باليمين |
sağ periantal bölgede bir giriş buldum. Tam olarak Kennedy'nin yaraları gibi. | Open Subtitles | وجدت مدخلاً خلفياً باليمين ومخرجاً بالمنطقة الجدراية اليمنى |
Bir sağ kolumdaki kasları sıkıyorum, bir Sol kolumdaki kasları sıkıyorum. | Open Subtitles | ثنيت عضلاتي باليسار ثم ثنيت عضلاتي باليمين |
Ben sadece sağ sütundaki en yüksek fiyatı gösterdim ve o şarabın kötü olmayacağını düşündüm. | Open Subtitles | أختار أكبر رقم من القائمة التي باليمين وأظن أنه لن يكون سيئاً |
Boğazı Sol tarafından kesilmeye başlanmış, sağ tarafında da bitmiş. | Open Subtitles | قطع الحلق بدءًا من اليسار، إنتهاءًا باليمين |
Bu arada yalancı şahitlik yapmaktan itham edilebilirsiniz. | Open Subtitles | و عندئذ سيدى, قد يتم اتهامك بالحنث باليمين |
Bu ifade Michael Corleone'nun aleyhine yalancı şahitlik suçlamasında bulunmamızı sağlayacaktır. - Senatör. | Open Subtitles | و يمكنة أن يساعدنا فى ادانة مايكل كورليونى بتهمة الحنث باليمين |
Bu arada yalancı şahitlik yapmaktan itham edile bilinirsiniz. | Open Subtitles | و عندئذ سيدي, قد يتم اتهامك بالحنث باليمين |
Tanrılar anlaşma üzerine yemin ettiler ve duvarcının Asgard'da başına hiçbir şey gelmeyeceğine söz verdiler. | TED | ختم الأسياد الاتفاق باليمين المقدّس وأقسموا أنّ البنّاء لن يتعرّض لأيّ أذىً في أزغارد. |
Ve yarın Bay Corleone, yalan yere yemin etme suçundan hüküm giyebilirsiniz. | Open Subtitles | و عندئذ سيدى, قد يتم اتهامك بالحنث باليمين |
Zaten aleyhinde yalancı şahitlikten beş suç var. | Open Subtitles | مستحيل أن نصل اليه, و الآن أنت معرض ل 5 تهم بالحنث باليمين |
- buna sebep sizsiniz, konuşmamı bitiriken koridorda sağda veya solda bekleyin ortada değil | Open Subtitles | وذلك كان مديركم وعائدا لتذكيركم لتكونوا باليمين او اليسار لا بالنصف |
Sonraki sağdan sap ve o yoldan ayrılma, karşına çıkar. | Open Subtitles | ثم تسلك المنعطف التالي باليمين وتستمر به حتى يؤدي بك إليه |
Soldaki benim. sağdaki senin. Müdür sorun yaratmaz. | Open Subtitles | سأقضي على من باليسار وأنت من باليمين والمدير ليس بمشكلة |
sağ tarafta. | Open Subtitles | بالرف الثاني بتلك الخزانة أعلى باليمين. |