"بانسجام" - Traduction Arabe en Turc

• uyum

Doğayla gerçekten tam bir uyum içinde yaşıyorlar.
وهؤلاء الناس يعيشون بانسجام تام مع الطبيعة

Kimyasal sözcükler üretiyorlar ve bu sözcükleri tanıyorlar, ve yalnızca bütün hücreler uyum içinde hareket ettiğinde amacına ulaşan grup davranışları sergiliyorlar.
عن طريق القاء كلمات كيميائية، بإستطاعتها فهمها وتقوم بتفعيل السلوك الجماعي وتنجح في هذا فقط عن طريق مشاركه كل الخلايا معا بانسجام

Hayır. Her iki taraf da... uyum içinde omuz omuza çalıştığı zaman, tanrıya en iyi hizmet yapılmış olur.
كلا، فخدمة الرب ستجدي عندما يبقى كلاهما بانسجام جنبا إلى جنب

Maya'ların barışçıl bir ırk olduğu ve ormanda, değişik yerlerde, doğayla uyum içerisinde yaşadıkları düşünüldü.
من المعتقد ان المايا كان شعب مسالم يعيش بانسجام مع الطبيعة منتشر بالغابة

Antik Çinliler, ejderhaların bir parçası olduklarına inanır ve ejderha ülkesinde onlarla uyum içinde yaşamaları gerektiğini bilirlerdi.
الصينيون القدماء دعوا أنفسهم احفاد التنين إحتاجوا للعيش بانسجام في عالم التنين.

Hepinizin uyum içinde çalışmasını söylerken kendi adıma ve şefiniz adına konuşuyorum.
و أنا أتحدث نيابة عن نفسي و عن رئيسكم حين أحثكم جميعاً على العمل بانسجام

Bu, tam 300 insanın uyum içinde yaptığı şeyi anlatıyor.
هوحرفياًعن 300شخص يقومونبعمل واحد بانسجام.

İnsanlar uyum içinde, ...dostça, birbirlerini severek yaşamalı.
يجب أن يتعامل الناس بود ولطف مع بعضهم البعض العيش بانسجام وهكذا

Doğa onları çevreleriyle tam uyum sağlamaları için tasarlamıştır.
الطبيعة صممتهم ليلائموا بانسجام في بيئاتهم

Zephyra'nın uyum içinde yaşamasını istedik ama o bizi lanetlemeyi ve büyü yapmayı sürdürdü.
أردنا من " زيفيرا " أن تعيش بانسجام لكنها ابقت تلقي اللعنات علينا . و تلقي التعاويذ

Bilirsin işte, tam istediğin her şeyi yapmışsın kahveyi, kremini, şekerini koymuşsun, hepsi mükemmel bir uyum içinde.
تعلم، للتوّ بدأت تخلط... القهوة، الكريمة، السُكر، جميعهم يعملوا بانسجام تام

Çünkü birlikte uyum içinde yaşamanın sırrını çözdük.
لا سيدى لقد خططنا كيف نتعايش بانسجام