Yazar her ikisini de zekice yazmış. Kim haklı anlamak zor. | Open Subtitles | الكاتب تناول وجهتّى النظر ببراعة بحيث لا تدرى أيّهما على صواب |
Sözcükleri çok zekice kullanıyorsun, ve bunda beni çok korkutan bir şeyler var. | Open Subtitles | تستخدم الكلمات ببراعة ولكن فيها أمر ما يخيفني |
çok iyi kullanıyorsunuz | Open Subtitles | فى الحقيقة أنت تقود الدراجة البخارية ببراعة |
Sanırım bu taraftan gitmişler. Bu işte Locke kadar iyi değilim. | Open Subtitles | انا اعتقد انهم توجهوا من هنا،انا لست ببراعة لوك في هذا الأمر |
Buraya, çok güzel bir şekilde tasvir ettiğin ufku görmeye geldim. | Open Subtitles | لذا خرجت إلى هنا أحاول رؤية الأفق الذي وصفته لي ببراعة |
2007'deki iş gördüğüm en iyi işlerden biriydi ustalıkla planlanmıştı. | Open Subtitles | عملية 2007 كانت من بين افضل الاعمال التي رايتها في حياتي خطط لها ببراعة |
Haydi canım, akıllıca karar verip de o araziyi nasıl satın almadığını anlat. | Open Subtitles | هيا يا عزيزي أخبرها عن المرة التي قررت فيها ببراعة ألا تشتري الأرض |
Çok zekice çalışıyor... Fakat gelen tüm sinekleri yerse onu dölleyecek başka birşey kalmayacak. | Open Subtitles | تعمل ببراعة إلا إن لم يتبقّ ذباب زائر لتلقيح الأزهار |
Dava, karşılaşma şansına eriştiğim en zekice planlanmış cinayet veya cinayet teşebbüsü olma özelliğini koruyor. | Open Subtitles | جريمة القتل أو الشروع في القتل الأكثر إبتكاراً والمخطط لها ببراعة قد سبق و أن إستمتعت بمواجهتها. |
Ve işimi zekice yapabilmem için arkadaş olmamıza gerek yok. | Open Subtitles | ولست مضطرة لأكون صديقتك للقيام بعملي ببراعة |
Bu maymunlar yürümeyi öğrendikleri andan itibaren çok iyi birer tırmanıcı haline gelirler. | Open Subtitles | هذه القردة تتسلق الصخور ببراعة منذ أن تعلمت المشي |
Gerçekten başvuru sonuçlarını beklediğin bu gergin zamanda bunun altından çok iyi kalkıyorsun. | Open Subtitles | إنه وقت عصيب جدا نحن ننتظر معرفة نتيجة الإلتحاق بالجامعة وأنتِ تتعاملين مع الأمر ببراعة |
Hepsi kayıt işine girmek isterler bu yüzden işlerini çok iyi yaparak bizi kızdırmak istemezler. | Open Subtitles | واللذين يطمحون لأن يصبحوا منتجين لذلك هم لايريدون أن يغضبونا كثيرًا ببراعة عملهم |
Öylesine seçilmiş birinin bu kadar iyi öpüşebileceğini kim bilebilirdi ki? | Open Subtitles | من قد يعتقد أن فتاة جميلة مثلي يمكنها التقبيل ببراعة |
Sakın o masalardan birine oturma. Buradaki erkekler kadar iyi olduğunu gösterdin. | Open Subtitles | لا تجرأي على قبول أحد تلك المكاتب، أظهري لهم أنكِ ببراعة أيّ رجل هنا. |
Ancak dürüst olmak gerekirse, o kadar iyi çizilmemişti yani kimse am olduğunu düşünmemiştir zaten. | Open Subtitles | ولكن بصراحة، لم يكن مرسوما ببراعة. لذا لا أظن أن أحداً فهم أنه مهبل. |
İngiltere'de üst orta sınıf bu problemi harika bir şekilde çözdü, çünkü işsizliği yeniden tanımladılar. | TED | في انجلترا الطبقة الوسطى العليا قد حلوا بالفعل هذه المشكلة ببراعة لأنهم قد تم تصنيفهم على انهم عاطلين |
Craig Venter'in hoş bir şekilde gösterdiği gibi, Genlerimizi değiştirmenin yollarından birisi yenilerini yaratmak. | TED | توجد طريقة واحدة لتغيير جيناتنا وهي صنع جينات جديدة كما عرض كريج فينتر ببراعة قبل قليل |
Söylemeliyim Luann, bunun üstesinden gerçekten harika bir şekilde geliyorsun. | Open Subtitles | يجب أن أقرّ بأنك تتعاملين مع الموقف ببراعة. |
Bu işi çok güzel planlamış, Scully. | Open Subtitles | أعني, بأنه من الواضح ان هذا الشئ سينهي الامر ببراعة, سكالي, |
Bizim için Tahran olayını ustalıkla halletmiştir. | Open Subtitles | و تعاملنا مع حادث "تانيرف" ببراعة. |
Kudret sahipleri güçlerini akıllıca kullanmalı. | Open Subtitles | الناس ذو القوى عليهم أن يستخدمونها ببراعة وحكمة |