Plana göre başarmak yerine başarısız olacak şeyler yapacaktım. | TED | والخطة ببساطة هي بدلاً من أن أسعى للنجاح سأقوم ببناء أشياء تفشل بشكل متعمد |
Kızlarımıza cesur olmayı öğrettiğimizde ve onları teşvik eden bir grup oluşturduğumuzda inanılmaz şeyler inşaa edecekler ve bunu her gün göreceğiz. | TED | عندما نعلم الفتيات أن يكن شجاعات ونمتلك شبكة داعمة لتشجيعهن، فسوف يقمن ببناء أشياء لا تصدق، وأنا أرى هذا كل يوم. |
Bu nedenle, Arduino ve onunla benzer, öğrencilerimizin kolayca kullanabileceği projeler üzerinde çalışıyoruz. Böylece öğrencilerimiz, çalışan şeyler yapabilirler, elektronik mühendisi olmak için bekleyecek beş yılları yok. | TED | لذلك، عملنا على الأردوينو والكثير من المشاريع الأخرى هناك لإنشاء الأنظمة الأساسية التي ستكون بسيطة لطلابنا لاستخدامها، بحيث يمكن لطلابنا أن يقوموا ببناء أشياء تعمل حقا، ولكن لم يتوجب أن يمضوا خمس سنوات ليصبحوا مهندسي إلكترونيات. |
Herkes acemiydi, oldukça çirkin seyler yaptılar. Hiçbiri kurbağa ya da vinç gibi şeyler değildi. | TED | وجميع هؤلاء كانوا من المبتدئين ، وقاموا ببناء أشياء فعلاً بشعة . لا شيء منها أشبه ب ضفدع أو طائر الكركي ! |
Doğrusu kimsenin yakın zamanda Walmart'a veya çocuklarını okula bırakmak için bu şekilde gideceğini düşünmüyorum ama Gravity'deki takımımız müthiş teknolojiler üretmekte ve bunun birgün çocuk oyuncağı gibi görüneceği şeyler üretmekte. | TED | حسنا، أنا لا أعتقد أن أحدهم سيذهب إلى -ولمارت- أو يقل الأولاد إلى المدرسة ياستخدام هذه الإشياء، حاليا، ولكن فريق (الجاذبية) يقومون ببناء أشياء رائعة، هذا سيجعل الأمر كلعب الأطفال. |