Aklıma koyduğumu başarmalıyım. 10 yıl önce bundan dört santim kısaydım. | Open Subtitles | قبل عشر سنوات كنت أقصر ببوصة ونصف مما أنا عليه اليوم |
Yer çekimi olmadığı için omurgamdaki basınç azaldı ve 4 santim falan uzadım. | Open Subtitles | إنعدام الجاذبية أزال الضغط عن عمودي الفقري إذن أنا كما لو اني أطول ببوصة ونصف، |
Suç aleti olması için bir santim uzun olmalı. | Open Subtitles | إنّها اقصر ببوصة واحدة لذلك لن تعتبر جناية لحيازة سلاح |
Ha santim farkıyla yenmişsin, ha kilometre farkıyla. | Open Subtitles | هو لا يهمّ إذا تربح ببوصة أو ميل. |
Bu taşlardan sadece bir tanesi bile oynasa... bu Koca Piramit yerle bir olur. | Open Subtitles | لو أن أحد هذه الأحجار خارج ببوصة واحدة عن الصف لأنهار كل هذا الهرم العظيم |
Siz hiç " bir santim kaçırırsan bir km kaçırmış olursun" lafını duydunuz mu? | Open Subtitles | ألم تسمع بمقولة "الخطأ ببوصة واحدة، يعني الخطأ بميل واحد؟" |
Siz hiç " bir santim kaçırırsan bir km kaçırmış olursun" lafını duydunuz mu? | Open Subtitles | ألم تسمع بمقولة "الخطأ ببوصة واحدة، يعني الخطأ بميل واحد؟" |
Pilates sınıfındaki bir kız bir ayağının diğerinden 2,5 santim uzun olduğunu öğrendi. | Open Subtitles | ... فتاةٌ كانت في صفّي إكتشفت بأنّ أحدى رِجليها كانت أطول من الأخرى ببوصة واحِدة |
Benden 3 santim kısaydı. | Open Subtitles | أقصر مني ببوصة واحدة |
Yemin ederim, iki santim. İnsanın inanamayacağı o kelime "cinayet" kelimesi gözümün önünde uçuşuyordu. | Open Subtitles | هي اخفقت بأصابتي ببوصة واحدة |
Taşlar bir adım bile oynarsa... piramit yerle bir olur. | Open Subtitles | إذا واحدة من الحجارة الداعمة بعيدة ببوصة واحدة سينهار الهرم كله |