| Tanrı bana uyarı gönderecek olsaydı bunu çok uzun zaman önce yapardı. | Open Subtitles | اذا اراد الله ان يبعث لي بتحذير كان عليه ذلك منذ زمن |
| Eğer Tanrı bana bir uyarı verseydi, uzun zaman önce vermesi gerekirdi. | Open Subtitles | اذا اراد الله ان يبعث لي بتحذير كان عليه ذلك منذ زمن |
| Constance'ı uyar, dahası olacak. | Open Subtitles | قم بتحذير كونستنس أنه سيكون هنالك المزيد |
| KAHSK ve Kuzey Amerika Komutası, gemiyi uyardı. | Open Subtitles | اجعلوا اداره الدفاع الجوى و القياده الشماليه يقوموا بتحذير السفينه |
| Muhtemelen babamın kim olduğunu öğrendiklerinde seni bir uyarıyla bırakırlar. | Open Subtitles | ربما سيتركوك بتحذير عندما يعرفون من هو أبي |
| Tüm ajanları ve analizcileri uyarın. | Open Subtitles | قم بتحذير جميع العملاء و المحللين |
| Donanma Bakanı'nın ofisini bu adamın arayabileceğine dair uyarmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نقوم بتحذير مكتب وزيره البحريه هذا الشخص قد يتصل بهم |
| Herkesi ikaz etmeye başla, tamam mı? | Open Subtitles | عليك أن تبدأ بتحذير الجميع، حسناً؟ |
| Şu an, siyah polyon siyah parte hemşireleri kırmızı alarma geçirdi. | Open Subtitles | و الآن ذلك الأسود المفترس قام بتحذير الممرضات |
| Ama bu adam bir uzaylıysa, Gölge Bildirgesi'ni uyarmıştır. | Open Subtitles | لكن اذا كان ذلك الرجل فضائيا و قام بتحذير الحكومة المجرية |
| Ama burada bir uyarı var: Haksızlık rollerini değiştirmek adaletli değil. | TED | ولكنها تأتي بتحذير ببساطة، عكس تدفق الظلم ليس العدل |
| Farınız için sadece bir uyarı verip gitmenize müsade edeceğim. Onu tamir ettirin. | Open Subtitles | سوف أدعكم تذهبون و ذلك بتحذير بإصلاح المصباح الخلفى.يجب أن تصلحه فورا. |
| Evet, ama... eğer bunu yapıyorsak, ufak bir uyarı. | Open Subtitles | لكن لو كنا سنفعل ذلك، سأخبرك بتحذير سريع |
| Bu yüzden sizi sadece uyarı vererek bırakıyoruz. | Open Subtitles | ولهذا السبب سنعطيكِ فرصة ونبرئكِ من التهمة بتحذير |
| Caleb, kuzey çadırlarını uyar! | Open Subtitles | قم بتحذير المخيمات فى الشمال |
| Caleb, kuzey çadırlarını uyar! | Open Subtitles | قم بتحذير المخيمات فى الشمال |
| Abou, arkadaşlarımı uyar. | Open Subtitles | أبو، قم بتحذير أصدقائي |
| Meslektaşlarını uyardı ve ardından Hitler iktidara geldikten çok kısa bir süre içinde kendini bu işten çekti. | Open Subtitles | قام بتحذير زملائه، ثمّ غادر بعد أن حكم "هتلر" بقليل. |
| 3 ay önce 9 Aralık'ta Alman İstihbarat Teşkilatı Ortadoğulu teröristlerin yolcu uçaklarını kaçırma planları konusunda ABD'yi uyardı. | Open Subtitles | ..... منذ ثلاث اشهر قبل 11 سبتمبر قامت وكالة الاستخبارات الالمانيه بتحذير الولايات المتحدة ان الارهابيين في الشرق الاوسط |
| Bu sırada sadece bir uyarıyla yetinin. | Open Subtitles | أما عن الوقت الحالي فيجب عليكِ الرضى بتحذير. |
| uyarıyla kurtuldun. Bununla kalsan iyi olur. | Open Subtitles | لقد تركوكِ بتحذير لنترك الأمر عند هذا الحد |
| Yıldız limanına gidin ve Yüksek Koruma'yı burada olanlar konusunda uyarın. | Open Subtitles | إجعلوا طريقكم إلى (ستاربورت) و قوموا بتحذير الحرس الأعلى بما يحدث هنا |
| Avcıları uyarmalıyız. | Open Subtitles | عليك ان تقوم بتحذير هذه المقاتلات |
| Ben peşine düşerim. Sen Darryl'i ikaz et, tamam mı? | Open Subtitles | سأطارده ، قم بتحذير داريل |
| Başbakanın korumalarını alarma geçirip, bir taktik ekibi ayarlayacağım. | Open Subtitles | سأقوم بتحذير مفرزة الأمن الخاصة برئيس الوزراء وإعداد فريقاً تكتيكياً |
| Shaw şimdiye Ring'i uyarmıştır. Peşimizden gelecekler. | Open Subtitles | منذ الآن شاو قام بتحذير الرينج حول هروبنا |