On yıldan fazla bir süredir stresi kendimi kurtarmam gereken bir şeytana benzettiğimi söyledim bu yüzden bir müdahale toplantısı daha gerçekleştireceğiz. | TED | قلت بأني أمضيت عقدا من الزمن أشيطن الضغط لتخليص نفسي منه، لذا سنقوم بتدخل أخر. |
Az önce küçük bir müdahale toplantısı yaptık. | TED | وقد قمنا للتو بتدخل صغير. |
Bire bir maçta kimse dışarıdan müdahale edemez. Eğer siz sahaya girerseniz diskalifiye olan kişi Gon olacak. | Open Subtitles | ليس مسموحاً بتدخل أحدٍ، وإن خطوت خطوةً واحدة، فإنّ (جون) سيستبعد فوراً. |
Bayan Hummel aradı ve acil müdahale etmemiz için yalvardı. | Open Subtitles | الآنسة (هامل) إتّصل بنا، يترجّانا لنقوم بتدخل طارئ. |
Hayır, bu bir müdahale değil. | Open Subtitles | كلّا، إنه ليس بتدخل. |
Buna müdahale etmek zorundayım. | Open Subtitles | ينبغي أن أقوم بتدخل |
JP, müdahale toplantısı mı ayarladın? | Open Subtitles | اذا لقط قمت بتدخل |
Hindistan devlet başkanı kesin olarak barış güçlerinin seçimler başarıyla sonuçlanana kadar geri çekilmeyeceğini ve herhangi bir yabancı gücün yerel meselelere müdahale etmesine izin vermeceğini beyan etti. | Open Subtitles | رئيس الوزراء الهندي أكد" "على نشر قوات حفظ السلام "ولن ينسحبوا إلا بعد نجاح الإنتخابات" ولذلك لن تسمح (الهند) بتدخل القوات الغربية" "في الأمور المحلية |
Olaya müdahale edeceğiz. | Open Subtitles | سنقوم بتدخل |
Bu bir müdahale değil. | Open Subtitles | هذا ليس بتدخل. |