"بتذكرة" - Traduction Arabe en Turc

    • bileti
        
    • biletle
        
    • biletini
        
    • bilet
        
    • biletin
        
    • biletime
        
    • biletimle
        
    Evet, ve Gerth'in düşüncesi kamyonu buradan çıkış bileti ile takas etmek. Open Subtitles بأنه سيبادلنا الشاحنة بتذكرة خروج من كل هذا بأمان
    Altın bir biletle. bileti aldım, ve kahve kavanozuna koydum. Open Subtitles بتذكرة ذهبية, سنضع التذكرة في علبة للقهوة
    Üç gün evde kalıyor. Sonra 203 dolarlık banka hesabıyla alınan 1.500 dolarlık biletle Moskova'ya gidiyor. Open Subtitles ثم , بتذكرة قيمتها 1,500 دولار من حساب مصرفي رقم 203 , ذهب الى موسكو
    Tanrı aşkına, ne arıyordun anlamadım piyango biletini falan mı arıyordun? Open Subtitles السيد المسيح , ماذا كنت تفعل الوصول إلى ، مثل , الفوز بتذكرة يانصيب أَو شيء ما ؟
    Görünüşe göre Nate Archibald, bir yaz boyu aşkı mirasına tek gidişlik bilet ile takas etti. Open Subtitles يبدو ان نيت استبدل صيف الحب بتذكرة ذهاب الى ميراثه
    Sanırım biri daha birinci sınıf biletin tadını çıkardı. Open Subtitles أظن أن شخصا ما يستمتع بتذكرة في الدرجة الأولى
    Yemek biletime bakıyordum. Kaç insan hem yemek yapıp hem de dünyayı kurtarabilir? Open Subtitles كنت أعتني بتذكرة وجباتي فحسب كم عدد الرجال الذين يستطيعون الطبخ وإنقاذ العالم ؟
    Birinci sınıf biletimle uçağa binmeye gittiğimde ekonomik bölüme yolcu almaya başlamadıklarını söylediklerinde. Open Subtitles أو عندما أصعد على متن طائرة بتذكرة الدرجة الأولى ويخبرونني بأنهم لم يبدؤوا بعد بإركاب الدرجة الاقتصادية
    Tabii evime dönmem için otobüs bileti borçlu. Open Subtitles باستثناء أنه مدين لي بتذكرة حافلة إلى دياري.
    Otobüs bileti alıp buralardan gidecek kadar. Open Subtitles إلى أبعد مكان يمكن بلوغه بتذكرة باص
    Tanrı aşkına, geri dönüş bileti vardı! Open Subtitles الرجل كان عائداً إلينا بتذكرة العودة
    Bana bir tane buradan çıkış bileti borçlusun güzelim. Open Subtitles أنت تدين لي بتذكرة خروج من هنا يا جميل
    O uçağa tek yön biletle ve valizsiz binemezsin. Open Subtitles لا يمكنك ركوب الطائرة بتذكرة ذهاب من دون أمتعة
    Polisler geldi biletle. Open Subtitles ثم تأتي الشرطة بتذكرة.
    Efendim,kurallarımıza göre başka birinin biletini kesemeyiz. Open Subtitles أجل سيدي سياستنا هي أننا لا نحتفظ بتذكرة احد
    Ama ne oldu gördün. Bana geliş biletini gönderdiler. Open Subtitles ولقد ارسلونى الى هنا بتذكرة ذهاب فقط
    Efendim, Başkasının biletini kesmeye yetkili değilim ben. Open Subtitles -سنفعل سيدي، غير مصرح لي أن أحتفظ بتذكرة شخص آخر
    Komedi turnesinde bedava bilet. Open Subtitles لقطة بتذكرة مجانبة فى فقرة الكوميديا
    - Arayan 10. kişi Supertramp'a bilet kazanacak. Open Subtitles -زائرنا العاشر سيفوز بتذكرة لتنزه خارق" "
    Raporunu değiştir, suçlu bul, davayı kapa o zaman güle güle biletin senin olsun. Open Subtitles إذا بدلت تقريرك ووجدت ليّ الجاني وأغلقت .القضية، سوف تحظى بتذكرة النقل من هُنا
    Dönüş biletin düzenlendi mi? Open Subtitles ماذا ستفعل بتذكرة العوده ؟
    Yemek biletime bakıyordum. Kaç insan hem yemek yapıp hem de dünyayı kurtarabilir? Open Subtitles كنت أعتني بتذكرة وجباتي فحسب كم عدد الرجال الذين يستطيعون الطبخ وإنقاذ العالم ؟
    Dönüş biletimle evime gideceğim. Open Subtitles وأعود للوطن بتذكرة العودة التي بحوزتي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus