Saatçinin ne kadar yetenekli olduğunu önemli değil, her sarkaç, kurma mekanizması ve quartz kristalleri az da olsa farklı frekansta salınırlar. | TED | مهما كان صانع الساعة ماهرًا فكل من رقّاص الساعة وآلية الرياح وبلورة الكوارتز يرنّون بتردد مختلف قليلًا |
Eğer makinenin amacı odayı bir frekansta yankılatmaksa, bunu ben yapabilirim. | Open Subtitles | الآلة تخلق صدى صوت يتردد بتردد معين، ويمكنني صنع مثله |
Büyük bir tereddüt içinde ona evine gidip kendi... gözleriyle görmesi için gereken etkiyi yaptı. | Open Subtitles | بتردد كبير قرر الاندفاع ليذهب سريعاُ إلى البيت ويرى بنفسه |
Fedai tereddüt ettiğini sezerse ayının som balığını fırlattığı gibi uçurur seni. | Open Subtitles | إن شعر الحارس بتردد سيهجم كدب على الأسماك القاصرات |
Öyleyse sarı görünen bu bölgede, iki farklı tür ışık dalgası bulunur: Biri kırmızı frekanslı, biri de yeşil frekanslı. | TED | لذا، في المنطقة الصفراء، يوجد نوعان من الموجات الضوئية: واحدة بتردد أحمر، والأخرى بتردد أخضر. |
frekans 480 ila 405 terahertz. Hex üçlü numarası ff0000. Ne diyor? | Open Subtitles | بتردد بين 470 إلى 405 تيراهيرتز مالذي يقوله ؟ |
Ve hiç kimsenin hidrojen hat frekansında yayın yapmaması gerekiyor. | Open Subtitles | و بالفعل لا يُفترض بأحدٍ أن يُرسل بتردد خط الهيدروجين, |
Beni indirin, ben de size frekansı söyleyeyim. Şimdi, takip frekansını söyle! | Open Subtitles | انزلني وسوف اخبرك بالتردد الان اخبرنا بتردد الجهاز |
Düşük menzildeki sonik dalgaları patlama şeklinde yayıyor bu dalgalar akciğer dokusu titreşimleriyle aynı frekansta | Open Subtitles | إنه يصدر ضربات مباشرة بمدى قصير من الموجات الصوتية التي تهتز بتردد يضاهي أنسجة الرئة |
Çok az, çok alçak frekansta bir şey duydum, ama izini sürüp ayrıştırdım. | Open Subtitles | سمعت صوتاً خافتاً جداً، بتردد منخفض جداً، ولكنني تمكنت من اقتفائه، وعزله. |
Dolayısıyla yabanarıları bu çiçeğe tutunup onu sarsabilecek birkaç arı türünden bir tanesidir ve bunu kendi uçuş kaslarını müzikteki Do notasına benzer bir frekansta çırparak yaparlar. | TED | ويعتبر النحل الطنان واحد من الأجناس القليلة القادرة في العالم على هز الزهرة عندما تحط عليها، وتقوم بذلك من خلال هز عضلات أجنحتها بتردد صوتي يماثل النغمة الموسيقية دو. |
Belki de farklı bir frekansta rezonans etkisi gösteriyorsundur. | Open Subtitles | ربما أن يكون رنين جسدك بتردد مختلف |
Belki de farklı bir frekansta rezonans etkisi gösteriyorsundur. | Open Subtitles | ربما أن يكون رنين جسدك بتردد مختلف |
tereddüt hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر بتردد منك. |
Benimle ilgili, daha önce bir tereddüt hissetmiştin. | Open Subtitles | أحسستِ بتردد مني سابقاً |
tereddüt içinde yeniden denedim. | Open Subtitles | بتردد , حاولت مرة أخرى |
Düşük frekanslı akustik RF tamponu bir verici. | Open Subtitles | إنه جهاز إرسال بتردد منخفض، وعازل للأمواج الصوتية اللاسلكية. |
Tam anlamıyla çalıştığında yüksek frekanslı bir ses yayıyor. | Open Subtitles | عندما تعمل بكامل طاقتها فانها تطلق ذبذبات بتردد عالي |
50 Hertz frekans aralığında çok büyük kardiyot tüpü var. | Open Subtitles | به صمام متطور بتردد 50 هيرتز |
Eğer havanın doğal frekansında titreşirsen vücudun, hücrelerin duvardan geçmene izin verip bombayı diğer tarafta bırakmanı sağlayacak uyarılma durumuna geçecek olmalı. | Open Subtitles | إذا ما اهتززت بتردد الهواء الطبيعي فإن جسدك وخلاياك ستكون في حالة إثارة والتي ستسمح لك بالعبور، مباشرة خلال هذا الحائط |