petri kutusu olarak adlandırdığımız plastik kaplara aktarıyoruz. | TED | ونزرعها في صحون نسميها أحيانا صحون بتري. |
Bilim adamı Alexander Fleming laboratuvarda yanlışlıkla petri kabını kirlettiğinde, bu durum ilk antibiyotik penisilinin keşfine yol açtı. | TED | عندما اخطأ العالم ألكسندر فلمنج و قام بتلويث طبق بتري في المختبر أدى ذلك الى اكتشاف أول مضاد حيوي، البنسلين |
15 yıl ve birçok seferin ardından, şu an bile hiçbir insan bu egzotik derin yüzayaltı mikroplarının bir tanesini alıp petri kabında büyütmedi. | TED | حتى الآن، 15 سنة وعدة بعثات بعدها، لم يقدر أي إنسان قط على جعل هذه الميكروبات الغريبة تنمو في طبق بتري. |
Onlara vermediğimiz ve petri kaplarına koymamızı istedikleri bir şey vardı. | TED | كان هناك شيء آخر تريده في أطباق بتري لم نكن نقدمه لها. |
Belki petri kaplarımızda eksik olan o şey yemek falan değildi. | TED | ربما ما نفتقده في أطباق بتري ليس الطعام على الإطلاق. |
Belki de bir bakıma petri kaplarımızda büyütmüşüzdür. | TED | لكن ربما بطريقة ما بالفعل نمت في أطباق بتري لدينا. |
Hastanede salgın hastalık var ve kravatın petri kabı gibi. | Open Subtitles | هناك وباء بالمستشفى و رابطة عنقك تصبح صحفة بتري |
Çiçek virüsüyle dolu petri kabını yalasam bile bağışıklık sistemim bir tarafıyla güler. | Open Subtitles | أستطيع أن ألتهم طبق بتري مليءٌ بالجدري, وسيظل جهازي المناعي يضحك ويضحك بكل تؤدة و وقار. |
Bu asansör bir insan petri kutusu gibi ya, otobüste beklemek gibi resmen. | Open Subtitles | هذا المصعد مثل طبق بشتري بتري, مثل الوقوف في حافلة. |
Bu noktaya ulaştığımız anda, bunu bir petri kabı gibi kullanıp şehrin hangi bölgelerinin buna diğerlerinden daha yatkın olduğu ve gelecekte tekrarı hâlinde polisin hangi taktikleri kullanabileceğini konuşmaya başlayabiliriz. | TED | وعندما يكون ذلك النموذج بحوزتنا، يمكننا استخدامه كطبق بتري والبدأ في خوض محادثات عن أنحاء المدينة التي تعرّضت للشغب أكثر من غيرها وأي من الخطط الشُرطية يمكن استخدامها إذا تكرر حدوث ذلك في المستقبل. |
Bir gün mikrobiyolog bir arkadaşım bana, içinde sarı bir kütle bulunan bir petri kabı verdi ve eve gidip onunla onunla oynamamı söyledi. | TED | صديقٌ لي يعمل في دراسة الأحياء الدقيقة.. قام بإعطائي طبق بتري يحتوي على القليل من سائل أصفر و أخبرني أن آخذه إلى المنزل وأن ألعب به. |
(Kahkahalar) İki tane tek hücreliyi besin dolu bir petri kabına koyun. | TED | (ضحك) ضعوا بعضًا من الكائنات الأولية في طبق بتري مليء بالمغذيات اللزجة |
Şimdilik bu teknolojiyi tüplerde ve petri kaplarında deniyoruz ama amacımız bu teknolojiyi insan vücuduna uygulamak. | TED | نقوم الآن باختبار هذه التكنولوجيا في أنابيب اختبار أو مزارع بتري ولكن هدفنا هو أن نستخدم هذه التكنولوجيا في الجسم البشري، أن نطبقها على الجسم البشري. |
Bir sonraki adım bu egzotik türü petri kabında büyütmekti, böylece mikrobiyologların yapması gerektiği gibi üzerlerinde gerçek deneyler yapabilecektik. | TED | كانت الخطوة التالية هي زرع هذه الأنواع الغريبة في طبق بتري حتى نجري تجارب حقيقية عليها كما يفترض أن يفعل علماء الأحياء المجهرية. |
Güneş umurlarında değil, hızlı büyümek umurlarında değil ve muhtemelen petri kaplarımı iplemiyorlar | TED | فهي لا تهتم بالشمس، ولا تهتم بالنمو السريع، وربما لا تكترث البتة لأطباق بتري خاصتي... |
Çocuğu bir "petri kabı" na dönüştürürüz. Hatta daha iyisine. | Open Subtitles | نجعل الفتي صحفة بتري و لكن أفضل |
Aslında insan kanser hücrelerini alıp bir petri kabına koyup, içine vegan beslenenlerin kanından damlatabilirsiniz, in vitrodaki prostat kanseri hücresi büyümesinde yüzde 72 oranında yok edebilir, bunu kadınlardaki göğüs kanseri üzerinde tekrar denemek istediler, ve "Bakalım bitki temelli beslenme ne yapacak?" dediler. | Open Subtitles | يَقلّ عندهم السكري. بوسعك أن تأخذ خلايا سرطانية بشرية وتضعها في طبق "بتري"، يمكنك أن تقطر دم أولئك النباتيين، |
Ben olmasaydım, hâlâ bir petri kabında duruyor olurdun. | Open Subtitles | لولاي لما زلت نقطة "في صفحة "بتري |
petri kabındaki tekil hücreler bütünleşene kadar hareket eder dururlar. | Open Subtitles | "تتصادم الخلايا المفردة في صحن (بتري) حتّى تتكتّل" |
petri kabındaki tekil hücreler bütünleşene kadar hareket eder dururlar. | Open Subtitles | "تتصادم الخلايا المفردة في صحن (بتري) حتّى تتكتّل" |