Bak, çocuk kelimelerin detaylarına, dikkatli bakmıyor, yani çoğu zaman sadece tahmin ediyor. | Open Subtitles | انظر الولد لا ينظر بتمعن في تفاصيل الكلمه لذلك فهو معظم الوقت يخمن |
Ve dikkatli bakarsanız, tam burada siyah bir yayılma görebilirsiniz. | TED | وإذا نظرتم بتمعن يمكنكم رؤية أن هناك احمراراً أسوداً |
Eğer sağ üst köşeye dikkatlice bakarsanız, 1970 yılında yapılan bir yol olan ince beyaz bir çizgi göreceksiniz. | TED | إذا نظرتم بتمعن في الزاوية اليمنى بالأعلى، فستلحظون خط أبيض رفيع، هو طريق بني في سنة 1970. |
Ona dikkatlice bakarsak, bizi zamanda geriye götürecektir. | Open Subtitles | إذا نظرتم إليها، أعنى نظرتم إليها بتمعن يمكنها أن ترجع بنا للوراء عبر الزمن |
Kafatasının yeniden yapılandırılmasından geri kalan iki parçaya daha yakından baktım. | Open Subtitles | نظرت بتمعن في تلك القطع المتبقية من إعادة تشكيل الهيكل |
Bayanlar ve baylar, bunu çok dikkatle izlemenizi istiyorum. | Open Subtitles | لكن سيداتي سادتي، أريدكم أن تراقبوا هذا بتمعن شديد |
Koluna dokunuyorum, gözlerinin içine derin derin bakıyorum ve deodorant kullanıyorum. | Open Subtitles | أنا ألمس يدها وأنظر إلى عينها بتمعن وأضع مزيل للروائح كاري ماي |
İyice bakın, çünkü arada bir olsa, buraya nasıl geldiğinizi kendinize soruyorsunuzdur. | Open Subtitles | انظروا بتمعن شديد و تام لأنه سيتبادر لذهنكم حالاً سؤالاً و هو كيف أنكم وصلتم لمثل هذا المكان ؟ |
Ama ne kadar dikkatli bakarsak bakalım hâlâ tam olarak göremediğimiz şeyler var. | TED | لكن توجد أشياء على الرغم من كوننا ننظر إليها بتمعن إلا أننا لا يمكننا رؤيتها |
Şehrin haritasına dikkatli şekilde bakarsanız sokaklarının olmadığını göreceksiniz, çünkü sokaklar bizim icat ettiğimiz bir şeydir. | TED | إذا ما نظرت بتمعن إلى خريطة المدينة، سترى أنه لم تكن هنالك أية شوارع، إذ أن الشوارع هي أمر اخترعناه. |
Ve böylece bilgisayar konusunda daha dikkatli bir şekilde düşünmeye başladım. | TED | و هكذا بدأت أفكر بتمعن أكثر في الكمبيوتر. |
Ve çok dikkatli bakan bir insan çoğunlukla bu bağlamı kaybedebilir. | Open Subtitles | والشخص الذي يُحدق بتمعن قد يفقد عادةً ذلك الشعور بالسياق. |
Ailelerinizi evde dikkatlice dinleyin. | Open Subtitles | انصتوا بتمعن . إلى والديكم في المنزل |
Herkes, bir çeşit maske takar altında yatan gerçeği görmek için, dikkatlice bakmanız gerekir. | Open Subtitles | "الكلّ يرتدي نوع من الأقنعة" "لذا يجب أن تنظر بتمعن" "لتجد الحقيقة الكامنة خلفه" |
Şunlara dikkatlice bak. Vaktin bol. | Open Subtitles | أنظري إلى هذا بتمعن و خذي وقتك |
Ama şimdi dikkatlice bakmanı istiyorum. | Open Subtitles | لكن الآن أريدك أن تنظر إليها بتمعن |
yakından bakın oyunculardan biri farklı | Open Subtitles | لكن إذا نظرتم بتمعن قد تلاحظون شيئاً غريباً بخصوص واحد من اللاعبين |
Bu şey, tarih sırasına göre biraz daha yakından bakmamı tetikleyen şeydi. | Open Subtitles | تلك ليست أول فترة زمنية، ولكنّها الفترة التي نُظر بها بتمعن |
Ama yakından bakınca geyiğin ön tarafının geyik, arka tarafının zebra olduğunu gördüm. | Open Subtitles | و عندما نظرت بتمعن , لاحظت الجزء الامامى كان غزال و الجزء الخلفى كان زييبرا |
FBI ve Adalet Bakanlığı suçlamaları dikkatle inceliyorlar. | Open Subtitles | مكتب المباحث الفدرالية ووزارة العدل ينظرون بتمعن بخصوص هذه الاتهامات |
Doğru söylemiş. Ve dikkatle dinleme ihtiyacı duyacağın bazı tavsiyelerim var. | Open Subtitles | لقد كانت محقة ، ولديّ بعض النصائح أريدك أن تسمعها بتمعن شديد الأن |
Çok derin inceledi ve bir sürü şey buldu. | Open Subtitles | لقد بحث في الموضوع بتمعن ووجد الكثير من الامور |
Şu aptallar sürüsüne iyice bir bak istersen. Zekâ kırıntısı yok. | Open Subtitles | فقط انظري بتمعن لتلك المجموعة من الحمقى ليسوا أذكياء |