| Şarlatan doktora mı yoksa çocuklarımızı doğururken yanında duran adama mı? | Open Subtitles | دكتور مُشعوذ , أم الشخص الذي وقف بجانبك بينما تُنجبين أطفالنا؟ |
| Bunun yanında, baksana ne kadar yol katettin ve ben de yanında olacağım. | Open Subtitles | إلى جانب ذلك .. فكري إلى أي حد قد وصلت وسأكون بجانبك هناك |
| Bunun yanında, baksana ne kadar yol katettin ve ben de yanında olacağım. | Open Subtitles | إلى جانب ذلك .. فكري إلى أي حد قد وصلت وسأكون بجانبك هناك |
| Hayır ama size katılmak isterim lordum. Tıpkı dayım gibi yanınızda olmak istiyorum. | Open Subtitles | لا ، لكن أود أن أشاركك يا سيدي أكن بجانبك كما كان عمي |
| Seni tekrar görmeyi, yanına oturup içimi dökmeyi ne kadar da isterdim. | Open Subtitles | كم أتمنى أن أراك مرة أخرى و أجلس بجانبك لأخبرك بما يقلقنى |
| Böyle pes etme. yanındayım ben. Elma tezgahının yanında durmanı tercih ederim. | Open Subtitles | لا تعطيها لهم الآن, انا سأقف بجانبك قبل ان تذهب, قف بجوار كشك تفاحك |
| Bu riski alırken yanında birisinin yer alması iyi olur. | Open Subtitles | يجب أن يكون لديك شخص ما بجانبك لأخذ بعض الإنتقاد |
| Yaşamama izin vermediğin için uyandığın zaman orada, yanında olmadığımı anlayacaksın. | Open Subtitles | وعندما تستيقظ ستدرك أني لست معك لست بجانبك لأنك تركتني أموت |
| Nihayet senin yanında savaşma fırsatını yakaladığım için çok mutluyum, okçu. | Open Subtitles | أنا أستمتع بهذه الفرصة للقتال أخيرا بجانبك ِ , أيتها النبالة |
| Sen hep benim yanımda oldun. Şimdi yanında olma sırası bende. | Open Subtitles | لقد كنتَ دائما تقف بجانبي وآن الاوان ان اقف انا بجانبك |
| Ah, boş ver.Belki hep yanında olduğum içindir ama görünüşün fena değil. | Open Subtitles | اه، لا يهم، ربما لإنني بجانبك دائماً، لكن مظهرك لا بأس به. |
| Düğün günümüzde yanında durmaktan başka hiç bir şey istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أيّ شيء أكثر من الوقوف بجانبك يوم زفافنا |
| Artık sana yardımcı olmayacak olabilirim ama her zaman yanında olacağım. | Open Subtitles | قد لا أكون في حقيبتك بعد الآن ولكني سأظل دائما بجانبك |
| Ölümle senin yanında yüzleşmeye yemin ettim. Bayılana kadar çalışmaya değil. | Open Subtitles | .لقد قسمت على مواجهة الموت بجانبك .وليس العمل حتى أسقط ميتاً |
| Kendisi şehre kadar sana eşlik edip yolculuğun bitene kadar yanında kalacak. | Open Subtitles | الذي سيذهب معك إلى المدينة و يبقى بجانبك إلى أن تنتهي رحلتُك |
| Hayır ama size katılmak isterim lordum. Tıpkı dayım gibi yanınızda olmak istiyorum. | Open Subtitles | لا ، لكن أود أن أشاركك يا سيدي أكن بجانبك كما كان عمي |
| Hiçbir fark olmazsa asla yanına dönmeyeceğim çünkü. | Open Subtitles | ،لأنني إذا لم أكُـن مختلفة من الآن وصاعداً فلن أكون بجانبك مرّة أخرى |
| Hadi eşek, Ben tam burda, yanındayım. Tamam mı? | Open Subtitles | مهلا أيها الحمار، أنا هنا بجانبك أليس كذلك؟ |
| Hayır, ama ben tüm bu nedenlere rağmen seninle beraber olmak istiyorum. | Open Subtitles | لا ، و لكن أريد أن أبقى بجانبك بالرغم من كل هذا |
| Ben her zaman senin tarafındayım, ama bana bir şans vermelisin-- | Open Subtitles | أنا دائما بجانبك,ولكن يجب عليك أن تعطينى فرصة |
| Will'in senin tarafında olduğunu ve Diane'den kurtulmak için oy vereceğini sanıyorsun ama seni kandırıyor. | Open Subtitles | انت تعتقد بأن ويل بجانبك بانه سوف يقوم بالتصويت للتخلص من ديان ولكن انه يلاعبك |
| Beklenmedik bir şekilde, yanındaki yaşlı keşiş daha önce benzer bir şey gördü. | TED | ولحسن الحظ، شَهِد الراهب الذي بجانبك أمراً مشابهاً من قبل. |
| Eğer bu yıl şampiyonluğu alırlarsa Dünya Serisinde seninle birlikte çıplak oturacağım. | Open Subtitles | إن ربحوا اللقب هذه السنة، سأجلس عارياً بجانبك في دوري الأبطال |
| sana destek oldukları için, o ikisine ne kadar teşekkür etsem az. | Open Subtitles | لا يُمكنني شكر هذين الإثنين على الوقوف بجانبك. |
| Bu sabah sen kahve alırken, tam yanındaydım. | Open Subtitles | أنا وقفت بجانبك و أنت تحضر قهوتك هذا الصباح |
| Belki fark etmemişsindir, ben de buradayım ve... aynı bokun içinde yüzüyorum. | Open Subtitles | تَعْرفُ، أَجْلسُ بجانبك تماماً مُرور بنفس التغوّطَ... في حالة أنت لَمْ تُلاحظْ. |
| - Dinle, dinle ayak seslerini dinle, yürüyen birisivar sana doğru geliyor. | Open Subtitles | إسمع، إسمع خطوات الرب قريبة هو يمشي في الشوارع هو يمشي بجانبك |
| Pek çok gün sana görünmeden yanı başında oturdum. | Open Subtitles | لقد جلست غير مرئي بجانبك الكثير والكثير يوميا |