Kapının yanında dur, ben çığlık atacağım, o da içeri gelecek, ona vurup kaçacaksın. | Open Subtitles | . قف بجانب الباب ، أنا سأصرخ ، عندما يأتى , تضربه و تهرب |
Tamam, yapacağımız şey şu. Sen burada ön Kapının yanında dur. | Open Subtitles | حسنا اليك ما سنفعل ابق هنا بجانب الباب الامامي |
Masaj masası önce Kapının yanında, sonra yatak odasında. | Open Subtitles | مرة تكون طاولة المساج بجانب الباب ومرة في غرفة النوم |
Montreal'deki karlı geceye geri dönersek, yolculuğumdan geri döndüğümde, müteahhitime kapının yanına içinde ön kapının da anahtarı olan hatırlaması kolay bir kombinasyonla şifreli kilit yaptırdım. | TED | نعود إلى تلك الليلة الثلجية في مونتريال عندما عدت من رحلتي قام المتعهد بتركيب قفل توافقى بجانب الباب يضم مفتاح الباب الأمامي وسهل أن تتذكر الأرقام |
Yani, adamlarımız içeri dalıyor, belki de hemen kapının yanındaki adamı indiriyor. | Open Subtitles | أعني , ضباطنـا يدخلون , ربمـا قتلوا الرجل الذي كان بجانب الباب بالضبط |
Bu yüzden sabahın köründe geldim. Bir baktım kapının önüne dizilmişler. | Open Subtitles | لذا جئت منذ الصباح الباكر وكنّ هناك مصطفات بجانب الباب |
Kapının oradaki ve ürpertici bebek suratı olan gitmiş. | Open Subtitles | و التي بجانب الباب أيضا وجهة الطفل المخيف إختفى |
"Ve Kapının yanında bir şey için bekleyen kulaksız adamlar. | Open Subtitles | والرجال دون آذان الذي سيقفون" "بجانب الباب من أجل سعر |
- Kapanması için çivilemelisin! - Kapının yanında çekiç ve çivi var! | Open Subtitles | يجب أن تدق المسامير يوجد مطرقة و مسامير بجانب الباب |
Önünde tam sağ tarafta Kapının yanında kırmızı bir tutamak var. | Open Subtitles | امامك في اليمين ستجد مقبض احمر بجانب الباب |
Buraya gel. Şurada dur. Kapının yanında dur. | Open Subtitles | تعال إلى هنا , انزل قف بجانب الباب |
"Soyunma odasına" girdiklerinde ben arka Kapının yanında duruyordum. | Open Subtitles | وعندما دخلوا غرفة الثياب... كنت واقفا بجانب الباب الخلفي |
Uh, duvarda orta hızda kan sıçraması Kapının yanında, Sean Peterson ile uyumlu. | Open Subtitles | اه, أنتشار دم متوسط السرعة على الحائط بجانب الباب يطابق دم (شون بيترسن). |
Kapının yanında durmana gerek yok. | Open Subtitles | لست بحاجة لأن تقف بجانب الباب. |
Şu parçaları alıp, kapının yanına koyalım sonra geri dönünce, bu işi bitiririz. | Open Subtitles | لننزع هذه الأجزاء ونضعها بجانب الباب ثم نرجع إليها وننهيها |
Kapıyı aç ve sandalyeyi kapının yanına koy. | Open Subtitles | أفتح الباب وضع الكرسي بجانب الباب |
Eşyalarımı toplayıp kapının yanına yığdım. | Open Subtitles | حزمت حقائبي ووضعتها بجانب الباب |
Yani, adamlarımız içeri dalıyor, belki de hemen kapının yanındaki adamı indiriyor. | Open Subtitles | أعني , ضباطنـا يدخلون , ربمـا قتلوا الرجل الذي كان بجانب الباب بالضبط |
Sonra küçük bayan, koşup kapının yanındaki güvenlik kameralarına sprey boya sıkar. | Open Subtitles | والسيده الصغيره تذهب تبخ بخاخ على كاميرات المرقبه التي بجانب الباب |
Pekâlâ, ön kapının yanındaki küçük paneli aç ve diyez'e ve yıldız'a bas sonra şifreyi gir. | Open Subtitles | حسنا.افتحي لوحة التحكم الصغيرة بجانب الباب الامامي وادخلي نجمة والرمز |
Kirlileri kapının önüne koy. | Open Subtitles | اترك ملابسك المتسخة بجانب الباب |
ön Kapının oradaki küçük sehpanın üzerinde unuttum. | Open Subtitles | انة على الطاولة الصغيرة بجانب الباب |
Yani evinizin ön kapısının yanında bir düğme olduğunu, siz evden ayrıldığınızda buzdolabı hariç her şeyi kapatabildiğinizi hayal edin. | TED | ولكن تخيلوا لو أن لكل منزل مفتاح كهربائي بجانب الباب الأمامي، وعندما تغادرون المنزل تستطيعون إطفاء كل شيء عدا الثلاجة، |
Onu son dakikada ayarladım, sadece kapıda durması için 1,000 dolar teklif ettim. | Open Subtitles | لقد احضرته في اللحظة الاخيرة وعرضت عليه 1,000 دولار فقط ليقف بجانب الباب |
Buradan yürüyerek geçmiş ve yan kapıdan girmiş. | Open Subtitles | تمشى بالقرب من هنا ومن ثم توجه بجانب الباب الجانبي |