- Hayatı çok ciddiye alıyorsun. - Hayat ciddiyet ister. | Open Subtitles | أنت تتعاملين مع حياتك بجدية شديدة الحياة جادة ولا ترحم |
Bugünü çok ciddiye alıyorum. | Open Subtitles | أنا آخذ هذا اليوم بجدية شديدة. أعلم أنك تفعل هذا. |
Alejandro, sosyal görevlerini çok ciddiye alır. | Open Subtitles | إلخاندروا يأخد العمل الإجتماعي بجدية شديدة |
Her şeyi çok ciddiye alıyorsun. | Open Subtitles | حبيبى اعتقد انك تأخد الامر بجدية شديدة نحن تعيش فى 18-14 |
- İşin felsefesini seviyorum ama çok fazla ciddiye alan birçok ucubeyi de kendine çekiyor. | Open Subtitles | أعني ، أنا أحب فلسفة الأمر لكن هذا يجذب الكثير من غريبي الأطوار الذين يتقبلون الأمر بجدية شديدة |
Her şeyi çok ciddiye alıyordu. | Open Subtitles | كان يأخذ الامور بجدية شديدة |
- Bunu çok ciddiye alıyor. | Open Subtitles | -بدا وأنها أخذت ذلك بجدية شديدة |
Bay Monk bütün davalarını çok ciddiye alır. | Open Subtitles | سيد ( مونك ) يأخذ جميع قضاياه بجدية شديدة |
Gibbs, FBI sahtekarları çok ciddiye alır. | Open Subtitles | (غيبز)، المباحث الفيدرالية تأخذ أمر المخادعين بجدية شديدة. |
İşimi çok ciddiye alıyorum. | Open Subtitles | أقوم بعملي بجدية شديدة |
Ve nitekim, Edie onu bu konuda çok ciddiye almıştı. | Open Subtitles | وبالتأكيد، (إدي) أخذت الأمر بجدية شديدة |
"Hayatı çok fazla ciddiye alma. Buradan yaşayarak çıkamazsın." | Open Subtitles | لا تأخذ الحياة بجدية شديدة وإلا لن تحيا |
James, hayatı fazla ciddiye alıyorsun. | Open Subtitles | (جيمس)، أنت تأخذ الحياة بجدية شديدة |