Kafasını Vücuduna bağlayan tek şey derisi ve kasları. | Open Subtitles | الشئ الوحيد الذي يربط رأسه بجسده هو الجلد و العضلات |
Mesela, şu anda Vücuduna neler olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | و على سبيل المثال انا اعرف ما يحصل بجسده الان |
Yani böbreklerin gerektiği gibi çalışmıyor ve vücudunda toksinler birikiyor olabilir demek oluyor. | Open Subtitles | قد يعني أن كليتيه لا تقومان بالتطهير اللازم مما يدع السموم تتراكم بجسده |
Kan ve idrar testleri temiz çıktı. vücudunda uyuşturucu kullandığına dair herhangi bir iz yok. | Open Subtitles | عادت فحوص الدم و البول نظيفة لا أثر للمخدرات بجسده |
Bir düşük melek yeni bedenini neden feda etmek istesin ki? | Open Subtitles | ولمَ قد يود ملاكٌ خفيض الرتبة أن يضحي بجسده الجديد؟ |
Yavrunun güvenliğe geçebilmesi için vücuduyla bir köprü oluşturabilecek kadar iri ve güçlü. | Open Subtitles | هو كبير وقوى كفايه ليشكل جسر بجسده ليمكنها من التسلق نحو الامان |
Onun derisinin altına takip cihazı koymasan konuşarak ikna edebilirdim. | Open Subtitles | كان بإمكاني إقناعه لو لم تضع جهاز تعقب بجسده |
Kiliseydeydim ve pederin o pentagramı kendi kendine kazıdığını gördüm. | Open Subtitles | كنت موجود بالكنيسة ورأيت القس يحفر ذلك النقش بجسده |
Vücuduna eklenmiş bir çeşit nanoteknoloji olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | أجل، نعتقد أن لديه تقنية متناهية الصغر ملحقة بجسده |
Vücuduna yapışan toz onu görünür yapacak. | Open Subtitles | الغبار سيلتصق بجسده ليبصح مرئيا |
Otopsi yok mumyalamak yok Vücuduna burnunu sokan yok. | Open Subtitles | ألا يتم تشريح جثته... أو تحنيطها... لميُردلأحدأنيعبث بجسده. |
Kalbe enjekte et, ve kalbi Vücuduna yerleştir, tamam mı? | Open Subtitles | إحقن القلب و ضعه بجسده, حسناً؟ |
Kalbe enjekte et, ve kalbi Vücuduna yerleştir, tamam mı? | Open Subtitles | إحقن القلب و ضعه بجسده, حسناً؟ |
Evet, fakat yanıklarla baş edebilmek için vücudunda bu pislikten ne kadar olduğunu çok iyi biliyorsun. | Open Subtitles | نعم، لكن تعلمون كم الأشياء التي بجسده لعلاج تلك الحروق |
Çocuğun kusma miktarına göre vücudunda kanında görülecek kadar toksin kalmamış olabilir. | Open Subtitles | بكمية قئ الفتى هذه لن تتبقى سموم كافية بجسده لتظهر بالدم |
Kapakçıktaki büyümeye sebep olmaması tüm vücudunda olmadığı anlamına gelmez. | Open Subtitles | لمجرد أنها ليست ما آذي صمامه لا يعني أنها ليست بجسده |
bedenini çevreleyen sert ve görünmez birşey var. | Open Subtitles | يبدو أن هناك شيء قوي وخفي يحيط بجسده |
Ama bir gece onun vücuduyla yaptığı şeyi gördüm. | Open Subtitles | ولكن ذات ليلة رأيته يفعل أمورًا بجسده |