"بجلب" - Traduction Arabe en Turc

    • getirdi
        
    • getirmek
        
    • almayı
        
    • almaya
        
    • getirmeye
        
    • getiriyor
        
    • getir
        
    • getirmemize
        
    • getirme
        
    • getirip
        
    • getirerek
        
    • getirmesine
        
    • alayım
        
    • getirdiler
        
    Bir gün, bir arkadaşım, bana takılmak için, bir resim getirdi ve dedi ki; "Bu eğrinin pürüz değeri kaçtır?" TED ذات يوم، قام أحد أصدقائي، بُغْية إزعاجي، قام بجلب صورة ، وقال : "ما هي قيمة الخشونة في هذا المنحنى؟"
    Yakışıklı çocuğu ailemin evine getirmek gibi bir hata yaptım. Open Subtitles قمت بعمل خطأ بجلب الفتى الجذاب إلى المنزل حيث تعيش أسرتي العزيزة
    Hap kutumu da getir. Bugün ilaçlarımı almayı unuttum da. Open Subtitles و قم بجلب علبة أدويتي أيضًا، نسيت تناول أدويتي اليوم
    Onu sosyal yardım tesisine kocan olarak yeni bir isimle yerleştirdin, böylece ondan bilgi almaya devam edebilecektin. Open Subtitles وضعته في منتج خدمات المعيشة كزوج لك تحت اسم جديد لتستمري بالعمل معه بجلب المعلومات
    İşe oyuncaklar getirmeye başladı. Sonra oyuncakların içine patlayıcı koymaya. Open Subtitles بدأ بجلب الدمى للعمل، ثمّ بإخفاء المتفجرات داخلها.
    Gümüş külçeleri getiriyor karşılığında jinseng ve dokuma gibi iyi mallarla geri dönüyor. Open Subtitles تقوم بجلب سبائك الفضة، وتعود محمّلة بالبضائع الجيدة، بما في ذلك الأدوية والأنسجة.
    En azından kendi çadırımızı getirmemize müsaade etseydiniz. Open Subtitles على أقل تقدير كان يجدر بكم السماح لنا بجلب خيمتنا.
    Hemşireler malzemeleri getirdi ve triyaja başladık. Open Subtitles جعلت ممرضاتي يقمن بجلب المعدات,وان يفرزن المرضى
    Adam, Daycia'yı saat üçte kulüpten taksi ile getirdi ve dediğine göre yatağa yatırdı. Open Subtitles نحن نعلم بأن آدم قام بجلب ديشيا الى الدار في سيارة الأجرة في الثالثة صباحا و يقول بأنه قام بوضعها في الفراش
    En azından hepsi hediye getirdi. Open Subtitles على الأقل قاموا جميعا بجلب الهدايا.
    Ona doktor getirmek zorundayiz. Ben giderim. Open Subtitles علينا ان نقوم بجلب الطبيب اليه ساذهب انا
    Biraz çay bisküvisi getirmek istiyorum, onlar da yüksek rafta duruyorlar. Open Subtitles ارغب بجلب بعض البسكويت للشاي وهم على رف عال جدا
    Trudy ile başka birinin çocuğunu almayı düşündüğünüzden haberim var. Open Subtitles لقد لفت إنتباهي بأنك انت و ترودي مهتمين بجلب طفل ليس صلبك
    Sürekli bebeklerden bahsederken ufacık bir panik oldunuz diye onun yerine köpek mi almaya karar verdiniz? ! Open Subtitles والآن بعدما واجهتم قليل هلع، رغبتم بجلب كلباً كبديل؟
    Jeff yatağa yemek getirmeye başlayalı daha 6 ay oldu. Open Subtitles أوه، كلا ، انا وجيف أرتبطنا لستة أشهر فقط قبل أن يبدأ بجلب الطعام الى السرير
    Uday 'ın onaylamasi için yeni erkek arkadasini getiriyor. Open Subtitles اوداي سيقوم بجلب صديقه الجديد ليحصل على موافقتها
    Bir de fotoğrafçı getir. Open Subtitles أنتما الإثنان عليكم بجلب مصور.
    Silahlarımızı getirmemize izin verilmeliydi. Open Subtitles كان يجب أن يسمح لنا بجلب أسلحتنا
    Veya bağışıklık yetmezliği yüzünden evine mikrop getirme korkusuyla kızını riske atmak istemeyen ve bu sebeple evden ayrılamayıp okula gidemeyen Ryan gibi. TED أو راين، الذي لا يستطيع الذهاب الى الجامعة، بسبب نقص مناعة ابنته لا يجازفون بجلب جراثيم الى منزلهم، لذا لا يستطيع مفارقة المنزل.
    Fok da bu nedenle ona canlı olarak yakaladığı penguenleri getirip önüne koymaya başlıyor. TED إذاَ ما فعلته كان أنها بدأت بجلب البطاريق إليه، حية، وتقوم بوضعها أمامه.
    bilimi ve bilim adamlarını, sürdürebilirliği ve koruma programlarını bu dört hapishaneye getirerek ortak bir çalışma başlattım. TED للعمل مع أربعة سجون، بدأنا بجلب العلم والعلماء، والاستدامة ، ومشاريع صيانة لأربعة سجون في الولاية.
    Gelecek olan her Düzen Efendisi'nin bir tane insan köle getirmesine izin veriliyor. Open Subtitles كل حاكم نظام في الموجودين سيسمح له بجلب خادم بشري واحد
    Ama biz çıkıyoruz. Çanta mı alayım. Open Subtitles حسناً ، سنخرج ، اسمحوا لى بجلب الحقيبة فقط
    Sayın Yargıç, sadece bu benzeyen eldivenleri getirdiler. Open Subtitles حضرة القاضي، إنهم يحاولون على ذلك بجلب القفازات هنا.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus