"بجيبه" - Traduction Arabe en Turc

    • cebinde
        
    • cebine
        
    • cebindeydi
        
    • Cebinden
        
    Benim emanetimi taşıyordu. Yani pencereden fırladığı sırada cebinde bulunan para bana ait. Open Subtitles كان ينقل بضاعتي، لذا فالمال الذي بجيبه حين سقط من النافذة يخصّني
    Adam, arka cebinde kara kedinin kemiğini tutuyor. Open Subtitles أنا أصدقك كلياً الرجل يحمل عظمة قطة سوداء بجيبه الخلفي
    - Buralarda işaretlenmemiş helikopterle dolaşmaya izin verilen ve cebinde silah olan adamım. Open Subtitles من أنت؟ أنا من يحلق بمروحيه غير مرقمه و بجيبه مسدس
    "Küçük çocuk cebine koyup..." "...götürdü. Open Subtitles كان يعني الولد الصغير البخيل الذي وضعها بجيبه
    Beni suçluya götüreceğini bildiğim için cebine izleme cihazı koymuştum. Open Subtitles عرفتُ بأنه سيقودني إلى الشخص المذنِب لذا قمتُ بوضع جهاز تعقّب بجيبه
    Ayrıca üzerinde kurbanın kanı olan cinayet bıçağı da onun cebindeydi. Open Subtitles الشخص الوحيد الذى لديه سكين بجيبه ودمائها عليه
    Cebinden çıkan ufak tutarlardaki fişleri de göz önünde bulundurursak... Open Subtitles أمرين مثل تلك مع رزمة المال من الفئات الورقيّة الصغيرة التي عُثر عليها بجيبه...
    Uzun süredir giymediğin bir ceketi giyer de cebinde 20 dolar bulursun ya... Open Subtitles عندما ترتدي جاكيت لم ترتديه منذ فتره وتجد بجيبه 20 دولار
    Kafalığında karısının resmini dolabında ve cebinde saçını saklıyor. Open Subtitles و هو يحتفظ بصوره زوجته في خوذته و خصله من شعرها بجيبه و هو هادئ كالنسيم
    Kafalığında karısının resmini dolabında ve cebinde saçını saklıyor. Open Subtitles و هو يحتفظ بصوره زوجته في خوذته و خصله من شعرها بجيبه و هو هادئ كالنسيم
    Göt cebinde cüzdan var sanki. Open Subtitles فالدماء قد جفت. يبدو لي أنه يحمل حافظة بجيبه الخلفي.
    Kayıtlarda cebinde bir çeyreklik olduğu yazıyor. Open Subtitles تظهر السجلات أنه كان يمتلك عملة نقدية بقيمة ربع واحداً بجيبه حينما ألقي القبض عليه
    Buradan ayrıldığında cebinde parası vardı. Open Subtitles عندما غادر هذا المكان، كان لديه نقود بجيبه
    Ödünç almıştım, bunu cebinde bırakmış. Muhtemelen arıyordur. Open Subtitles استعرته وقد تركت هذا بجيبه الأرجح أنها تفتقده
    Bildi. "İşte cebinde" veya "Avcunda saklıyor" dedi. Open Subtitles لقد نال منه، كأن هناك شيئ بجيبه
    cebinde silah olmadığından mı emin oluyor? Open Subtitles هل تتأكد أنه لا يضع مسدس بجيبه ؟
    Yargıç elini cebine soktu bir çek çıkardı ve davacıya uzattı. Open Subtitles القاضي ادخل يده بجيبه وسحب شيكا ,و سلمه إلى المدعي
    Bir insan nasıl olur da üzerinde hiç bir iz bırakmadan cebine bir pusula koyabilir? Open Subtitles كيف يمكن لرجل أن يضع بوصلة بجيبه دون أن يترك أية بصمات عليها ؟
    Siz de cebine bakıp baskı bandajını bulacaksınız. Open Subtitles الآن ، ستفتشوا بجيبه لتعثروا على ضمادة الضغط على الجرح.
    Her şeyi reddediyor. Birisinin telefonu cebine koymuş olduğunu söylüyor. Open Subtitles ينكر كل شيئ ويقول أن أحدهم وضع الهاتف بجيبه
    - Hatırladığımı söyleyemem. - Evet cebindeydi. Open Subtitles ـ لا استطيع ان اقول اني اتذكر هذا ـ حسنا، لقد كانت بجيبه
    O bıçak çocuğun Cebinden çıktı. Open Subtitles السكين كانت بجيبه

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus