Ama olay ilk hamleyi yapmaya gelince Yardıma ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | ،لكن عندما جاء الأمر للبدء بالخطوة الأولى كان بحاجة للمساعدة |
Burası da iç kısmı. Hawa Abdi : Sezeryan ve farklı operasyonlar yapıyoruz çünkü insanların Yardıma ihtiyacı var. | TED | هذا بالداخل. حواء: نحن نقوم بعمليات ولادة قيصرية وعمليات مختلفة لأن الناس بحاجة للمساعدة. |
O Tanrı'nla... benim için kurduğun saçma hayallerinle asıl senin Yardıma ihtiyacın var. | Open Subtitles | لا انك بحاجة للمساعدة بحق الرب و احلامكم الفارغة عني |
Kimse seni suçlamıyor Buffy ama durum ciddi. Yardıma ihtiyacın var. | Open Subtitles | لا أحد يلومك هنا يا بافى ولكن هذا أمر جدى وانتى بحاجة للمساعدة |
Dikkat... ben Jimmy Williams Yardıma ihtiyacım var. Polisi arayın. | Open Subtitles | بيكر بيكر هنا جيمي وليامز أنا بحاجة للمساعدة أتصل بالشرطة |
Birinin avucuna çizilmiş siyah nokta görürsen bunun anlamı "Yardıma ihtiyacım var ve yardım istemek benim için çok tehlikeli." | Open Subtitles | عندما ترى نقطة سوداء في راحة كف شخص ما يعني فهي تعني أنا بحاجة للمساعدة وطلبي لها أمر خطير جداً |
İyi de bu çok geç. Hemen Yardıma ihtiyacımız var. | Open Subtitles | لكن هذا متأخر جداً ونحن بحاجة للمساعدة في الوقت الحالي |
Zavallı adama Yardım lazım. Dualarım onunla. | Open Subtitles | الرجل المسكين بحاجة للمساعدة افكاري و صلواتي معه |
Yardıma ihtiyacı olan insanlarla aramıza engeller koyuyoruz. | TED | نحن نخلق الحواجز أمام مَن هم بحاجة للمساعدة. |
İnsanların iyi davranmasına daha alışkınız Yardıma ihtiyacı olan birine yardım etmek gibi. | TED | نحن معتادين أكثر أن يكون الناس جيدين بالحالة الطبيعية، مثل أخذ وقت لمساعد شخص غريب بحاجة للمساعدة. |
Bu kadınların biraz Yardıma ihtiyacı olduğunu fark etmem Tanzanya'ya yaptığım bir geziyle oldu. | TED | لقد تطلب الأمر مني رحلة واحدة لتانزانيا لأدرك أن تلك المرأة بحاجة للمساعدة. |
Eğer herhangi birinizin rol yapmak için Yardıma ihtiyacı varsa oyunculuk dersimden bazı şeyler öğrendim. | Open Subtitles | و إذا كنتم بحاجة للمساعدة في الادعاء بأن الحلوى لذيذة فأنا تعلمت بعض الأشياء في صف التمثيل |
Yardıma ihtiyacın varsa, benimle konuşabilirsin. | Open Subtitles | إن كنتِ بحاجة للمساعدة بإمكانكِ التحدث إلي. |
Yardıma ihtiyacın var. | Open Subtitles | أنت بحاجة للمساعدة أريد أن أكون إلى جانبك، حسناً |
Onu yukarı taşımak için Yardıma ihtiyacın olduğunu varsayıyorum. Hâlâ bazı ayrıcalıklarım var. | Open Subtitles | أفترض أنّكِ بحاجة للمساعدة في حملها ما زلتُ أملك امتيازات للطوابق |
Şey, benim Yardıma ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا بحاجة للمساعدة أود أستئجار سيارتك الجيب |
Adamın biri iyi bir teklifte bulundu ama Yardıma ihtiyacım varmış. | Open Subtitles | الرجل قدم عرض جيد, لكنه ادعى اني بحاجة للمساعدة |
Yardıma ihtiyacım var. Polisi arayın! | Open Subtitles | بيكر بيكر أنا بحاجة للمساعدة أتصل بالشرطة |
Lütfen... eğer bizi duyan varsa, lütfen, Yardıma ihtiyacımız var. | Open Subtitles | أرجوكم, إذا كان أحد يتلقى هذا أرجوكم نحن بحاجة للمساعدة |
Seni çağırdım çünkü eski sevgilim sonunda gidip eşyalarımı alabileceğimi söyledi ama Yardım lazım. | Open Subtitles | حسنً، سبب دعوتي لك لأن صديقي السابق قرر أخيرا أني أستطيع الذهاب والحصول على أشيائي لكنّي بحاجة للمساعدة |
Güvenliği öldürdüler. Bana Yardım edin. | Open Subtitles | لقد قتلوا الحراس الثلاثة أنا بحاجة للمساعدة |
Hepimiz belli dönemlerde yardıma ihtiyaç duyarız. | Open Subtitles | حسنٌ، أعتقد بأنّنا بحاجة للمساعدة في أوقاتٍ مختلفة من حياتنا.. |
Desteğe ihtiyaçları var. yardıma ihtiyaçları var. | TED | إنهم بحاجة إلى الدعم، هم بحاجة للمساعدة. |
Yardıma ihtiyacın var. Yardım ister misin? | Open Subtitles | إنك بحاجة للمساعدة, أتريد بعض المساعدة؟ |
Yulaf ezmesi değil, Yardım gerekli. | Open Subtitles | نحن لسنا بحاجة لشوفان مجروس, نحن بحاجة للمساعدة |
Şunu söyleyerek başlayayım, yardıma ihtiyacınız olduğunda yardım istemeniz gerekiyor, | TED | دعني أبدأ بالقول الآن: إذا كنت بحاجة للمساعدة فسيتوجب عليك أن تطلبها. |